Rahmetli babam, gazeteci/yazar M. Ali Keskin Anadolu Ajansı’ndan emekli olduktan sonra da mesleği bırakmadı. Son nefesine kadar yazdı. Alman tankından bozma Remington marka daktilosu önünde, hasta yatağında İzmir Ege Telgraf gazetesine son yazısını yazarken çektiğim fotoğraf arşivimde duruyor. Öyle bir gazeteciydi yani.
Babamın Osmanlı valilerinden Cumhuriyet valilerine iz bırakan valileri derlediği kitabı büyük ilgi görmüştü. ‘İzmir Valileri’ adlı bu kitap Osmanlı döneminde saraya biat etmeyen, çeşitli şehirlerde valilik yaparken sürgüne gönderilen valilerin ne şartlar altında hizmet yaptıklarını, gittikleri şehirlerde ne gibi kalıcı eserler bıraktıklarını göstermesi bakımından bugünkü valilerimize de bilgi ve fikir verecek bir eserdi.
Şüphesiz günümüz Türkiye'sinde de isimleri ile yaşayacak eserler bırakmış valilerimiz vardır. Devletin gücünü halkına güzel hizmetler vererek gösteren valilerimiz de çoktur.
Babam, kitabında yer verdiği valileri kişiliklerine, yeteneklerine ve hizmetlerine göre sıfatlandırmış, onlara 'İnsan Vali', 'Devlet Vali', 'Sanatçı Vali', 'Sporcu Vali', 'Sert Vali', 'Sessiz Vali' gibi sıfatlar vermişti. Bu da kitabına okunurluk katmıştı. Bu sıfatları hak etmiş ülke genelinde onlarca vali adı yazabiliriz ama unuttuklarımıza saygısızlık olur.
Size, babamın İzmir Valileri adlı kitabından, bazı valilerin hangi özellikleri ile bilindiklerini çok kısa alıntılarla ifadeye çalışayım. Hepsi rahmete kavuşmuş olan valilerimizin özelliklerinden ders çıkaracak çok sayıda yöneticimiz olacaktır şüphe duymuyorum
-Örneğin, İzmir Valisi Fazlı Güleç, makam odasının kapısına 'Vurmadan Giriniz' yazdırtan validir.
-Vali Mehmet Fuat Tuksal çok titiz bir yönetici olacak ki, misafirleri ile serçe parmağı ile tokalaşırmış!
- Halil Rıfat Paşa, İzmir'in en ünlü valilerindendir. O da çeşitli şehirlerde valilik yapmıştır. (Adı İzmir'de bir semte verilmiştir) Hizmetin hızlı ve adil yapılması gerektiğini gösteren şu sözü ile bilinir:
'Tatbik eden, icra eden, karar verenden daha kuvvetlidir'
-Midhat Paşa, yalnız İzmir için değil, Türkiye için önemli bir isimdir. Tuna Valiliği döneminde camiden önce okulun önemine dikkatleri çekmiş, döneminde birçok okul yapılmıştır. Fakat şu sözleri insanlık tarihine geçecek anlamda ve güçtedir.
'Ben işbaşında bulundukça, karşımdaki hükümdar dahi olsa, fikirlerine zıt olan düşünce ve kanaatlerimi ortaya koymaktan hiçbir zaman tereddüt etmedim. Dünyada hükümdar makamlarını işgal edenlerin etrafında bulunanlar, hükümdarın yüzüne karşı daima gerçeği söyleyebilmek cesaretinde bulunsalardı pek çok felaketin önü alınmış olurdu.'
-Vali Esat Paşa, halk yoksulluk içindeyken, maaşını 150 bin kuruştan 50 bin kuruşa indiren bir devlet adamıdır.
-İzmir'de termal turizmi başlatan, bugün çok sayıda yabancı turistin İzmir'de şifa bulmasına olanak sağlayan tesisleri açan Vali Hüseyin Öğütçen, bir dönem Antalya Valiliği de yapmış, 'Dağlarında kar, yaylalarında bahar, plajlarında binlerce insan var’ diye nitelendirdiği Antalya'ya da birçok eser kazandırmıştır.
-İzmir'de CHP iktidardadır. Demokrat Parti de güçlenmektedir. Ülkede önce belediye sonra da genel seçimler yapılacaktır. İzmir Valisi Refik Şefik Soyer ve tüm yöneticiler CHP iktidarına destek vermekle itham edilmektedir. Seçimleri yine CHP kazanır. Refik Şefik Soyer daha sonra emekliye ayrılır ve şu ibret alınacak sözlerle halkın karşısına çıkar:
'Ben Vali iken iktidarın değil, devletin hizmetinde idim'
Günümüz valilerinin de iktidarın değil, devletin valisi oldukları bilinci ile hizmet vermeleri ve görev yaptıkları kentlere eserleri ile damgalarını vurmaları en büyük dileğimdir.
Sahi; Eskiden Valiler haftanın belirli bir günü halka açık ‘Halk Günleri’ düzenler, halkın sorunlarını dinlerdi. Şimdi böyle bir hizmet yapan Vali var mı?
Saygılarımla