Haftaya güzel bir yazıyı paylaşarak başlayalım. Belki içinizden birileri aşağıdaki yazıdan örnekle yaşadığı olgunluk zamanının kıymetini anlar.

65 yaş ve sonrasında neler yapılması gerektiğini ve kendisinin bu yaşlarda neler yapacağını ‘Olgunluğun Kıymetli Zamanı’ adlı yazısında anlatan, ancak o yaşları göremeden 52 yaşında ölen Brezilyalı şair, romancı ve müzikolog Mário Raul de Morais Andrade’nin o yazısı geçenlerde sosyal medyaya düşmüştü. Onun öğretilerini 73 yaşıma ulaştığım bu günden sonra uygulamaya çalışacağım dersem de inanmayın! Yazı aynen şöyle;

'-Olgunluk tezahür etmeye başladığında yıllarımı saydım ve bundan sonra, yaşadığımdan çok daha az zamanım kaldığını keşfettim. Kendimi, bir şekerleme paketi kazanmış küçük bir çocuk gibi hissediyordum: Önce büyük bir zevkle ve iştahla yedim, ama azalmaya başladıklarını bir kez hissedince, şimdi teker teker, tadını çıkararak yiyorum.

-Artık yasaların, kuralların, uygulamaların ve yönetmeliklerin tartışılıp durduğu ve hiçbir işe yaramayacağını bildiğim sonsuz toplantılara ayıracak zamanım yok.

-Takvim yaşlarına rağmen hala büyümeyen aptal insanlara destek olmak için de zamanım yok. Vasatlıkla uğraşmak için de zaman ayıramam.

-Şişmiş egoların bulunduğu toplantılara katılmayı hiç istemiyorum.

-Artık dalaverecilere ve çıkarcılara tahammül etmiyorum.

-Başarılı olmuş insanların yerine geçmeye can atan, onlara ve eserlerine zarar vermeye çalışan şu kıskanç insanlara hiç tahammülüm kalmadı.

-Üst düzey bir makam için yapılan kavgaların kötü sonuçlarına tanık olmaktan nefret ediyorum. İnsanlar içeriğe değil, sadece başlıklara bakar oldular.

Benim zamanım ise, başlıklarla uğraşmayacak kadar değerli artık.

-Öz'ü istiyorum, ruhumun acelesi var. Pakette şimdi daha da az şekerleme kaldı.

-İnsan onurunu ve gerçekleri savunan, sorumluluktan kaçmayan, başarılarından dolayı şişinmeyen, kendi yanlışlarına gülebilen, vaktinden önce 'oldum' demeyen, insan olmayı anlamış insanlarla yaşamak istiyorum.

-Asıl olan, yaşamı (yaşamak için) değerli kılmış eylemlerinizdir.

-Yaşamın sert darbelerinden yumuşak bir ruh ile çıkmayı başarabilmiş ve başkalarının yüreğine dokunabilen insanlarla çevrili olmak istiyorum.

-Evet, olgunluğun bana getireceği o doluluğu yaşamak için acelem var.

-Elimde kalan tek bir şekerlemeyi bile yitirmek istemem.

-Şimdiye kadar yediklerimin hepsinden çok daha nefis olacaklar.

-Amacım, sevdiklerim ve vicdanımla barış içinde ve yaşamdan da tatminkâr olmaktır.

Umarım sizin için de aynısı olur, çünkü her halükarda oraya varacaksınız.'

Sağlıklı günler dilerim.