Şu ahir ömrümde, fikir ayrılıklarımız olmasına karşın hangi meslekten, hangi mezhepten, hangi etnik kökenden gelirse gelsin, başarılarına ve emeğine her zaman saygı duyduğum arkadaşlarım oldu.

Öyle ya hepimizin arkadaşları, arkadaşlıkları farklı olsa da sonunda arkadaşız.

Biriyle uslu, kibar, ağırbaşlı olurken, diğerine şakalar yapıyoruz.

Biriyle oturup ciddi ciddi konuşurken diğerine saçma sapan şeyler söyleyerek gülüyoruz. Biriyle oturup çay içerken diğeriyle hafif demlenebiliyoruz.

Bir arkadaşımızın derdini dinleyip ona aklımız yettiğince öğüt verebilirken, diğerinin verdiği öğütleri dinleyebiliyoruz

Yani sanki hepsi bir bulmacanın parçaları gibi!

Bütün arkadaşlarımızı bir araya getirince ortaya karışık bir hazine çıkıyor!

Bir arkadaşım buna ‘Arkadaş hazinesi!’ diyor ve ekliyor;

‘Beni bazen benden daha iyi anlayan, iyi günümde, kötü gönümde beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım. Hepsi farklı günlerde aldığım rengârenk Antidepresan gibi!’

***

Antalya’da ürünleri ile dünya piyasalarında haklı bir yer edinen öz sermayeli bir şirketin fabrika binası girişindeki duvara yazılı şu sözleri not etmişim;

‘Dünyamızın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, O’nu başkasının kurtaracağına inanmaktır. Daha iyi bir Dünya’ya, daha iyi bir geleceğe inanıyor, dünyanın bizim için yaptığından daha fazlasını ona geri vermek için çalışıyoruz. Seçeneklerimizi ve sınırlarımızı zorlamak ve aşmak için, yaşamın içine cesaretle dalıyoruz. Sürekli öğrenerek, kendini geliştirerek ve her anından zevk alarak, inandığımız değerleri adım adım inşa ediyoruz. Başarıyı bütünün iyiliğinde arıyor, bilinmeyene adım atmaktan korkmuyoruz. Hep yeni, daha iyi ve özgün olanı bulmak için araştırıyor, öğrendiklerimizi, keşfettiklerimizi, tüm dünya ile paylaşıyoruz.’

***

Şu söz, Hindistan Bağımsızlık Hareketinin Siyasi ve Ruhani lideri Mahatma Gandhi’nindir;

‘Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar, fakat herkesin hırsını karşılamaya yetecek olanı değil.’