Bugün köşemde, 1000 yıllık dostum, ustam, ağabeyim, meslektaşım, gazeteci/yazar, şair, ekonomist, salt futbol değil, sporda erdemliği yazan Okan Yüksel’in ‘Güneş Her Gün Doğar’ başlıklı İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin günlük yayın organı 9 Eylül Gazetesi’ndeki  yazısının bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim. Gerçeği görüp de inandıramama üzerine kurgulanmış harika bir yazı. Bu yazı aynı zamanda Okan Yüksel’in ‘Kassandra Çaresizliği’ kitabının da adıdır. Yazı şöyle;

Truva Kralı Priamos kızlarından olan Kassandra’ya Tanrı Apollon aşık olur ve ona ‘geleceği görmek gücünü’ verir. Daha sonra aşkının reddedilmesi nedeniyle Apollon kıza düşman olur. Vermiş olduğu insanüstü gücü geri alamamakla beraber, -kutsal armağanlar geri alınamaz- onun etkisini yok edecek bir çare bulur. Kimse inanmaz Kassandra’nın söylediklerine. Kassandra, Yunan kuşatmasındaki Truvalılara bütün olacakları her seferinde haber verir ama kimse dinlemez onu. Kassandra, Tahta At’ın içinde Yunanlıların gizlendiğini de söyler ama sözlerine kimse aldırmaz. Kassandra’nın kaderi, yaklaşmakta olan felaketleri haber vermek fakat kimseyi inandıramamak, felaketi önleyememektir

 ***

Edith Hamilton dev yapıtı Mythologya’da anlattığı Kassandra Çaresizliğini ben de kitaplarımdan birinin adı yapmıştım. Kassandra Çaresizliğinin dayatıldığı günümüz Türkiye’sine İsmail Cem, daha yıllar öncesinden görmüş gibi 4 Mart tarihinde Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde ‘Hadi canım sen de’ başlıklı yazısında şunları yazmıştı;

‘Bir toplumda eğer etrafı kandırmaya ve olduğundan başka gözükmeye çalışan sadece birkaç kişi yahut bir zümre ise o toplum bir şey kaybetmez. Ama eğer bir toplumun her gün söz söyleyip kamuoyu önüne çıkan kimseleri medeni cesaretin zerresinden yoksunsa, hepsi ellerini ovuşturup kuvvetli gözükene nasıl yaranırım ya da hiddetini çekmeme hesabındaysa ve bu insanlar sürekli biçimde hem toplumu hem birbirini hem de halkı kandırmanın çabasındaysa bir aldatmaca ve oyun sürüp gitmekteyse o toplumun geleceği tehlikeye düşmüş demektir.’

***

Seneca’ya göre, ‘Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan çok insan var ama güneş her gün doğar’ Güneş Gibidir Özgürlük'te de Oktay Kaynak,

‘Bir avuç ateş gibi/ Doğuyor bizde güneş’ diye haykırıyor.

Taliha Değer de ‘Haydi gül İzmir olacaksın/ güneşle yıkanmış renklerin olacak’ diyor.

‘Hayat, satrancın aksine Şah-Mat'tan sonra da devam eder!’ 

(Bilimkurgu Ustası ABD'li Yazar Isaac Asimov)

Kassandra Çaresizliğinin yaşandığı Türkiye’de de gün ışığına layık olmayan çok insan var ama Güneş her gün doğar!”

***

Bu güzel yazıya ben de Mevlana’nın ölüm yıldönümü nedeniyle O’nun şu

7 öğüdünü hatırlatarak katkıda bulunayım;

-Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol

-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

-Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

-Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol

-Hoşgörülükte deniz gibi ol

-Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol

Saygılarımla