Haber başlıklarına bakalım;

16 yaşında bir çocuk kız arkadaşına laf attığı iddiası ile 81 yaşındaki bir adamı parkta acımasızca döverek öldürdü.

THY uçağında bir iş adamı Türkiye’yi satın alabilecek kadar dolar milyarderi olduğunu bağırarak olay çıkardı. THY bu yolcuyu kara listesine aldı. İşyerinden de atıldı.

Yaşlı taksi şoförünü bıçaklayan madde bağımlısı bir genç, serbest bırakıldıktan sonra tutuklandı.

Harçlığını çıkarmak için taksicilik yapan üniversite öğrencisi bir genç bir gurup tarafından çeşitli yerlerinden bıçaklanarak öldürüldü.

Bursa Adliyesi’nde iki gurup arasında çıkan silahlı tartışmaya müdahale etmeye çalışan iki jandarma şehit edildi.

İzmir’in Seferihisar ilçesinde Kasım ayında yine bir çatışmaya müdahale etmeye çalışan bir polis memuru ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak geçtiğimiz gün öldü.

Bunlar adliyeye yansıyan hepimizi üzen haberler.

***

Nereden bakarsanız bakın giderek büyüyen bir çürüme, yok oluş ve hiçlik içindeyiz.

Herkes kendi adaletinin bekçisi!

Devletin koyduğu kurallar, kararlar ve cezaları umursamayan bireyler.

Hoşgörü, dinleme, anlama, doğruluk, liyakat.

Benden, senden, bizden çok uzak!

Bir ülkenin itibarı, zengin sayısının artması, saraylarının çok olması ile yükselmiyor.

Refah, kişi başına gelir, kişi başına düşen kitap sayısı, en zengin ile en yoksul arasındaki gelir farkı, mutluluk endeksi, sanatı, kültürü, tarihi, geçmişi ve markalarıdır o ülkede itibar çıtasının yükseklik ölçütleri.

***

Romanya’da doğan ve Paris’te bir evin çatı katında Alzheimer’den ölen Filozof ve Deneme Yazarı Emil Michel Cioran, tamamı neredeyse bir Aforizma kitabı olarak adlandırılabilecek ‘Çürümenin Kitabı’ adlı eserinde der ki;

‘İnsanlık sadece kendini telef edenlere tapmıştır.’

Fransızlar da kendilerini telef edenlere bir ad takmış!

Kutsal Canavarlar (Sacre Monstres)

Tarihte böyleleri çok.

Hitler, Mussolini, Stalin, Saddam ve Kaddafi kendilerine tapanları telef etmişler, ne yazık ki, telef edilenler tarafından da tarihin çöplüğüne atılmışlardır.

Emil Michel Cioran ile devam edersek;

‘İnsan, geriletilmiş arzuları olan hayvan, her şeyi kapsayan ve hiçbir şey tarafından kapsanmayan, bütün nesneleri gözetim altında tutan ve hiçbiri üzerinde tasarrufta bulunamayan açık zihinli bir yokluktur.’

Tarihte salt kutsal canavarlar mı suçlu?

Toplumun, bireylerin hiç mi suçu yok?

Var mısınız?

Yok musunuz?

Yoksa bir hiç misiniz?

Karar verin artık!