Doğanın eşsiz hediyelerinden birisi de hiç şüphesiz ceviz ağacıdır. Cevizin faydaları saymakla bitmez ama sadece meyvesiyle değil geçmişten bu güne kadar da birçok efsaneye konu olmuştur. Ağacın gizemleri bir türlü bitmiyor.
Bir ağaç efsanelere konu oluyor ve kutsallık mertebesine ulaşıyorsa bilin ki hem çok faydalı hem de çok çok uzun ömürlü bir ağaçtır. Halk arasında biraz da korkutan bir ağaçtır.
Ülkenin her yerinde kolaylıkla yetişen bir ağaç türü olarak bahsedilse de, yetiştiriciliği o kadar kolay değil. Çocukken dedem bir ara cevize takmıştı. Yıllarca uğraştıktan sonra bir tanesi birkaç senede evin boyunu aşınca evin temeline zarar verecek diye kesmek zorunda kalmıştı. Ceviz ağacı çift taraflı büyüyen bir ağaç, o yüzden dikilen yere çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bu özelliği ile erozyonla mücadelede çok etkili bir ağaçtır. Biran da bu kadar büyümesi dallanıp budaklanması bile çok ilginç.
Bir şehir efsanesi haline gelen başka bir konu da hakkında söylenenler ve uyarılar; illaki bir yerlerde duymuşsunuzdur “Ceviz ağacının gölgesinde uyunmaz, etrafında başka bitki yetişmez…” hatta en ilginci cevizin şekli beyne benzetilir ve beyin sağlığına iyi gelen vitaminleri bünyesinde barındırır.
Ceviz ağacının sülfür gazı salgıladığı ve bu yüzdende altında oturan insanları sersemlettiği iddia ediliyordu ama ceviz ağacı sülfür gazı değil de juglon maddesi salgıladığını bilim insanları duyurdu. Bu maddenin de insan sağlığına herhangi bir zararı olmadığı açıklandı. Bilim bunu söylüyor.
Bense her ceviz ağacı gördüğümde bu ağaçları Yüzüklerin Efendisi’ndeki yürüyen ağaçlara benzetiyorum. Sanki birazcık daha baksam hareket edecek gibi geliyor. O yüzden juglon, sülfür adı fark etmiyor ağacın bir şeyler salgıladığı ve insanı etkilediğine eminim. Gördüğümü göremeyebilirsiniz ama o sersemletici etkisini ağırlaştığınızı hissedeceksiniz.
Ceviz ağacı uzun ömürlü ve dayanıklı yapısı sayesinde mobilya sektöründe de tercih edilen bir ağaç türüdür. Marangozlar bu ağacı işlerken ağacın gövdesinde hayvan ve insan figürlerine rastladılar. Efsaneye göre ağaç budaklarını oluştururken etrafında ne görüyorsa budağa onun resmini oluşturuyor. Bir sürü çekilmiş fotoğraf da mevcut.
Ağaçların da bir ruhu olduğuna inandığım için bu görüntüler çok çılgınca gelmedi. Bence en büyük yanılgı resim yapmanın insana özgü bir davranış olduğuna inanılmasıdır. Mesela bulutlara baktığınızda sanki insan elinden çıkmışçasına figürler görebilirsiniz. Bulutlar resim çizer. Dağlara bakın birçoğunun adı görünüşünden gelir mesela Kaş ta bulunan Uyuyan Dev Dağı; dağlar resim çizer. Denizlere, göllere yukarıdan bakın illaki üzerinde bir şekil görürsünüz onlarda birer resim. Özellikle ceviz ağacı üzerinde bulunmuş bu resimler ama doğada birçok ağaçta da resimlere rastlarsınız. Ağaçlar resim çizebilir. Hatta diyebilirim ki doğa insandan çok daha yetenekli bir ressam. Sadece bakmak değil görmek lazım.