Bayburt, tarihi boyunca stratejik konumu nedeniyle birçok medeniyetin etkisi altında kaldı. Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan şehir, Bizans döneminde Haldia Theması sınırları içerisinde yer alıyordu. Bizans-Arap mücadelesi sonrasında Pakraduni Hanedanlığı topraklarına katılan Bayburt, Türkler’in Anadolu’ya ilk yerleşim sağladıkları bölgelerden biri oldu. 1054 yılında Selçuklu akınlarına uğrayan şehir, 1072 yılında Saltuklu Beyliği tarafından ele geçirildi. 1098’de Danişmendliler'in hakimiyetine giren Bayburt, Anadolu Selçukluları ve çeşitli beylikler arasında el değiştirdi.
Bayburt, 1243 Kösedağ Muharebesi sonrasında Moğol baskısı altına girdi ancak İlhanlılar döneminde Tebriz-Trabzon İpek Yolu üzerindeki ticari konumuyla gelişim gösterdi. Bu dönemde Ceneviz ve Venedik kervanlarının uğrak noktası olan şehir, ünlü seyyah Marco Polo tarafından da ziyaret edildi. İlhanlılar’ın zayıflamasının ardından Eretna Beyliği ve Akkoyunlular gibi güçlerin hakimiyetine giren Bayburt, 1514 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde Safevi sınırına yakın konumu nedeniyle stratejik önem taşıyan şehir, zaman içinde sancak merkezi haline geldi.
Evliya Çelebi’nin 1647 yılındaki ziyaretinde Bayburt’ta ticaretin canlı olduğu ve pazarların önemli bir yer tuttuğu belirtiliyor. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslar’ın işgaline uğrayan Bayburt, Edirne Antlaşması ile Osmanlı’ya geri verildiyse de büyük tahribat yaşadı. 1916 yılında yeniden Rus işgaline uğrayan şehirdeki Müslüman halkın büyük bir kısmı göç etmek zorunda kaldı. 1918’de Osmanlı hakimiyetine giren Bayburt, 1989 yılında il statüsüne kavuştu. Bayburt, günümüzde Kıpçak Türkleri’nin yoğun olarak bulunduğu bir bölge olarak dikkat çekiyor. Kafkasya’dan gelen bu Türk boyları, şehrin etnik yapısını ve kültürünü şekillendirdi. Bugün Bayburt, tarihi geçmişi, stratejik önemi ve kültürel mirasıyla öne çıkmaya devam ediyor.
PEKİ, BAYBURT İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Bayburt, tarih boyunca çeşitli yönetimlerin egemenliğine giren ve farklı halkların yaşadığı bir yerleşim olarak farklı adlarla anıldı. Bizans dönemindeki kaynaklarda şehir Payper, Paypert ve Babert olarak geçiyor. Arap kaynaklarında ise Bâbirt olarak geçerken Orta Çağ Ermeni kayıtlarında Payberd ismi kullanıldı. 1291 yılında II. Mesud adına basılan sikkelerde yerleşim Baypırt olarak anıldı. Akkoyunlulara ilişkin yakın dönemdeki yayınlarda ise Pâpîrt adı tercih edildiği biliniyor. İtalyan seyyah Marco Polo'nun eserinde Paipurth, Osmanlı dönemi kaynaklarında ise Bayburd olarak kaydedildi. ‘Bay’ kelimesi eski Türkçede zengin anlamına gelirken ‘Berd’ Ermenice’de kale anlamına geliyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yer alan bir açıklamaya göre, Akkoyunlu beyleri, Danişmendlilerin Mahan bölgesinden Anadolu’ya gelirken burada hazine ve maden buldular ve zenginleşerek yerleşime ‘Bay-yurd’ adını verdiler ancak Bayburt’un tam etimolojik kökeni hala kesin olarak bilinmiyor.