National Geographic fotoğrafçısı Maynard Owens Williams'ın yolu 1962 yılında İstanbul'a düşer. Elinde fotoğraf makinesi bir parkta otururken 'Elveda güzelim dünya ve merhaba kainat' diyerek bu dünyadan ayrılır. Defterime not etmişim şu sözünü:
'Fotoğraf, sıradan dünyaya bir peri masalı dokunuşu ekleyen sihirli bir halıdır.'
1968'de tanıdığım Sökmen Baykara Ağabeyimin 'Gözle Yazılan Tarih. / Fotoğraflarla Türkiye'nin Yakın Geçmişi' kitabına bakarken de aldı gitti beni uzak yıllara.
'Bütün çalışma yaşamım boyunca sadece ve sadece gazetecilik yaptım. Mesleğin herkesçe bilinen büyük zorluklarına karşın bir gün bile yılgınlık göstermedim. Her sabah yeni bir yaşama uyanma duygusuyla fotoğraf makinemi boynuma astım ve makinemin objektifinden hayatın her yönüne bakmayı bir refleks haline getirdim' diyor kitabının önsözünde.
Mustafa Tuncel arkadaşımın özverili çalışması ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin baskısıyla günışığına çıkan Sökmen Baykara arşivinin sunum yazısında Cemiyet Başkanımız Nazmi Bilgin şöyle diyor:
'Kitabın sayfalarında gezinirken geçmişin acı tatlı pek çok olayı bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Mesleğin sınırlı olanaklarıyla yapılan zor ve meşakkatli yılları hatırladım. Gazetecinin sıkıntılara rağmen saygı gördüğü, ülkeyi yöneten insanların anlayışını, sevgisini kazandığı yılları hatırladım. Emeğinin karşılığını alabilmek için mücadelesinin saygıyla karşılandığı yıllara gittim. Sadece bu kadarla değil siyasetçilerin birbirlerine saygı gösterdiği, kurumların işlevlerini yerine getirebildiği yılları hatırladım. Bazen sevindim, bazen hüzünlendim. Ama her şeye rağmen güzel günlerimizin olduğunu düşündüm.'
Büyük boyutlu, 352 sayfalık kitap 'Siyasal Toplumsal Olaylar, Devlet Adamları, İnsan Yine İnsan, Doğa Kent Yaşam, Magazin ve Ben, Gördüklerim ve Aşk Üçgeni' başlıklı 6 bölümden oluşuyor.
SAİD NURSİ'NİN FOTOĞRAFI
Yeni İstanbul Gazetesi'nde çalıştığı yıllar. Said Nursi'nin fotoğrafını nasıl çektiğini anlatıyor:
'Bir cemaatin önderi kabul edilen Said Nursi, fotoğrafının çekilmesini istemezdi. Bunu, bütün talebeleri gibi biz gazeteciler de bilirdik. Onun İstanbul'a geldiğini ve Piyer Loti Oteli'nde kalmakta olduğunu öğrendik. Ben iki yıllık gazeteciyim. Çevremde mesleğin eski kurtları dolanıyor. Kurtlar sofrasından bana ekmek çıkmayacak gibi... Bir umutsuzluğu yenmek için içimde büyük bir başkaldırı var. Sonunda kurtların uyuduğu bir sırada, Nursi'nin kaldığı katın üstünde bir oda kiraladım. Her şeyin sütliman olduğu bir sırada alt kata indim ve balkonları Nursi'yle ortak olan başka bir odadaki çiftten izin isteyerek balkona çıktım. Nursi'nin penceresinden objektifimi ona çevirdim. O sırada namaz kılıyordu... Deklanşörün sesini duydu mu bilemem ama kıble yönünde dolanan beni görmüştü. Eliyle 'git' işareti yaptıysa da artık benim için her şey tamamdı. Gittim; Said Nursi'nin talebeleri beni görmüştü ama fotoğraf filmini benden almaya cesaret edemediler. Böylece Said Nursi'yi en kritik anında çekmeyi ve gazetem Yeni İstanbul'da okuyucuya aktarmayı başarmıştım. Nursi'den geriye kalan çok az fotoğraftan biridir bu.'
Gözle Yazılan Tarih'te yayınlanan fotoğraflar arasında İsmet Paşa, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Mehmet Ali Aybar, Bülent Ecevit, 12 Mart ve 12 Eylül darbe generalleri, Erdal İnönü'nün çeşitli fotoğrafları, elinde iki sepetle pazarda alışveriş yapan Merkez Bankası Başkanı Osman Şıklar'ın yanı sıra sanatçıların, Kızıldere olaylarında Mahir Çayan ve arkadaşlarının vurulduğu ev, Ertuğrul Kürkçü'nün saklandığı samanlık ve onlarca fotoğraf, sayfaları karıştıranları alıp götürüyor uzaklara...
Fotoğraf arşivini gün ışığına çıkaran Sökmen Ağabeyime, titiz çalışmasıyla kitaplaşmanın yolunu açan Mustafa Tuncel dostuma ve büyük boyutlu temiz bir baskıyla kitaplaştırarak emekleri ölümsüzleştiren Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Nazmi Bilgin ve yönetimdeki tüm dostlarıma çok teşekkürler...