Dünyanın sunduğu güzellikleri anlamak ve onları hissedebilmek, belki de en büyük insani meziyetlerden biri. Ancak ne yazık ki çoğu zaman hayatın hengamesi içerisinde bu güzellikleri fark etmekte zorlanıyoruz. Geçenlerde ‘Güzel zamanlar sadece bir kez gelir’ diye bir söz okudum. Gerçekten de güzel zamanlar sadece bir kez mi gelir? Yoksa onları biz mi kaçırıyoruz?
Zaman, biz farkına varmadan akıp giden bir nehir gibi; bizse onun kıyısında duran, suların bize getirdiklerini anlık olarak algılayan varlıklarız. Her bir an, bir daha asla tekrarlanmayacak olan bir hediye gibi kollarımıza düşüyor ancak çoğu zaman biz bu hediyeyi açmaya cesaret edemiyoruz. Neden mi? Çünkü geleceğin belirsizliği, geçmişin pişmanlıkları ve kaygı dolu beklentiler, bu anı yaşama yetimizi köreltiyor sanırım.
Güzel zamanların sadece bir kez geldiğine inanmak, onları doyasıya yaşamayı engelleyen bir korkunun habercisi benim için. İnsan zihni, sürekli geleceğe dair beklentilerle meşgulken, geçmişin gölgeleri altında debelenip duruyorr. Bu döngü, bugünü ve şu anı anlamaktan ve yaşamaktan alıkoyar bizi. Belki de gerçekten güzel olan şey, bu anın kendisinde saklıdır. Öyleyse neden sürekli kaçırıyoruz güzel zamanları?
Bizi anı yaşamaktan alıkoyan şey korkularımız. Güzel zamanların sadece bir kez geleceği korkusu, onları doyasıya yaşamamıza engel oluyor. Oysa güzel zamanlar her an karşımıza çıkabilir ancak onları fark etmek ve yaşamak bizim elimizde. Yaşam, her an yenileniyor ve her yeni an, bir diğerinden farklı ve özgün. Eğer gerçekten bu anın farkında olabilirsek, hayatın bize sunduğu tüm güzellikleri doyasıya yaşayabiliriz belki de.
Güzel zamanlar, aslında her anımızda gizli özetle. Ancak onları görebilmek, hissedebilmek ve gerçekten yaşayabilmek için, zihnimizin üzerindeki geleceğe dair kaygı ve geçmişe dair pişmanlık örtüsünü kaldırmamız gerekiyor. Anı yaşamak, şu anın farkında olmak ve bu farkındalıkla yaşamın her anının tadını çıkarabilmek, gerçek huzurun anahtarı. Çünkü ancak şu anda var olabiliriz ve bu anı hissedebiliriz. Gelecek henüz gelmedi ve geçmiş ise artık bizimle değil…