Ülkemizdeki son seçimlerde bazı CHP’lilerin içindeki Kürt sevgisi coştu, kendilerini Kürt zannedenlerle birlikte sırtını kanlı terör örgütü PKK’ya dayamış olan HDP’yi desteklediler.Bunu açık açık bir böbürlenme gibi sosyal medyadan paylaşan HDP’li CHP’lilerle öteki CHP’liler kavgaya bile tutuştu!
Bir de aralarına Fetoşcu CHP’liler katıldı.
Atatürk’ün partisini tanımakta güçlük çekti herkes….
…..
HDP’ye CHP’lilerin verdiği bu destek ülkede dalga dalga yayıldı.
HDP’nin eş başkanı neredeyse bir barış güvercini gibi gösterildi.
CHP’nin içerisindeki birçok kişi de bir siyasi partinin bir başka siyasi partiyi sübvanse etmesinin çelişkiye yol açacağını düşünerek CHP ile yollarını ayırdı. Korkuları bugün birbirlerini besleyen iki partinin ileride birleşme bile yapacak havaya girmesiydi.
Şöyle düşünüyorlardı, CHP’nin ve MHP’nin oy oranlarındaki artış Ak Parti’nin anayasayı tek başına değiştirecek sayısal çoğunlukla meclisin önüne gelmesinin önünü kesmiyordu. Tek çare vardı, HDP’nin barajı aşması halinde Ak Parti’yi siyaseten etkisizleştirmek.
İşte Erdoğan karşıtlarının kafasındaki asıl düşünce Ak Parti'yi saf dışı bırakmaktı.
Yani ne içlerinde kürt sevgisi ne de kendilerini kürt gibi zannetmeleriydi HDP’yi desteklemeleri.
Kürt halkının yoksulluğu, yoksunluğu , mağdurluğu hiç değildi!
Bütün mesele Kandil’in kontrolündeki HDP artık Öcalan denilen katili dinlemeyecek, O’nun aklıyla bir çözüm süreci gerçekleşemeyeceğini söyleyerek kendi politikalarını dayatmak olacaktı. Dolayısıyla silahların bırakılmasını amaçlayan çözüm süreci sonuçsuz kalacaktı.
Bizim kendilerini Kürt sempatizanı olarak adlandıran CHP’liler bu kirli ve kanlı hesaptan daha çok Erdoğanfobikliklerinden dolayı partilerine ihanet ederek HDP’yi desteklemek için sandığa koştular.!
CHP’liler, HDP’liler ve de Fetoşcular ‘ın tek isteği vardı HDP üzerinden çözüm sürecinin sona ermesi.
Çünkü silahların bırakılıp yalnız siyasetin esas alınması amacına yönelik çözüm sürecini isteyen taraflar belliydi.
Ne yapıp edilip Ak Parti etkisizleştirilecekti!...
….
Niye yazdım bunları?
Çünkü, dün kendi partilerine ihanet eden ve bugün aynı samimiyetsizlikle siyaset yapanlara ve bunların tetikçilerine bir çift laf söylemek gerekiyor.
Öyle oturduğunuz yerden, size ısmarlanmış şişenin dibini bulduktan sonra sallamakla olmuyor halkların kardeşliği!
Sandığa gidip terör örgütünden beslenen partiyi desteklemekle de . …
Ne de ‘Bak senin partine oy verdim ey Kürt kardeşim’ demek yılışıklığını göstermekle de.
……
Birileri sizin yıllardır üzerinden beslendiğiniz denklemi Doğu’da bozmuş.
Gittik gördük!
Doğu’da Kürtler devletin gücünü yanında gören bir anlayışa sahip olmuşlar artık. Kürt inkarı yerini kürt kabülüne ve özgürlüğüne bırakan bir devlet anlayışına dönüşmüş.
PKK denilen eli kanlı örgütün yaptıklarına karşı artık devletten yardım isteniyor.
Bugün doğu da yaşayanlar,
Ayda bir belediyeye gelen başkanının da farkında, tehditle kendisinden oy alan, haraç toplayan, kendi vatandaşını dağa kaldırıp fidye isteyen teröristin de .
Doğudaki vatandaşım, onun üzerinden siyaset yapan senin de farkında, kendisine kardeşlik eli uzatanın da.
Sana oy verdim diyenin oyununun da farkında. Yolunu, kaldırımını, parkını yapanın,
ekmeğini, aşının bölüşenin de.
Böyle zamanlarda kardeş olmayacağız da ne zaman olacağız!
Sen CHP’nin HDP’lisi vatandaş, seçimlerde HDP’ye oy verirken hangi eli kanlı terör örgütünü beslediğinin farkında mısın da bugün doğuya kardeşlik eli uzatanları eleştiriyorsun?
Sana daha bunun hesabını sormadık!
Eğer o gün o verdiğin oyla Kürtleri destekledim diyorsan,
Bugün Kürtlere hizmet götüren, bugün Kürtlerle ekmeğini bölüşen, kardeşlik köprüleri kurmak için politikalar üretenlere ne cüretle laf söylüyorsun?
Çünkü sen samimi değilsin.
Çünkü sen oradaki bölücü gibi,
Çünkü sen oradaki vatandaşının kaderini sömüren hain,
Çünkü sen dağa çıkmış terörist gibi düşünüyorsun….
…..
Ben benim cebimden doğuya giden paraları helal ediyorum. Benim Akdeniz’de yaşayan çocuklarım için oyun parkları varsa Ağrı’daki, Patnos’daki, Doğubeyazıt'daki çocukların da olsun.
Olsun ki onlar, dağdaki haine muhtaç olmasın.
Olsun ki, dara düştüğünde devlet desin.
Olsun ki, kuş uçumu iki saat uzaklıkta benim kardeşlerim var desin.
Olsun ki, senin samimiyetsiz halkların kardeşliği söylemlerine ihtiyacı olmasın….!