Antalyaspor Kayseri deplasman galibiyetinin ardından evinde çok önemli bir sınav daha verdi. Çalımbay’ın öğrencileri Kayseri maçında alınan 3 puanı daha anlamlı kılmak ve ligdeki zeminden kurtulmak için çıktığı maçta 90 dakika boyunca varını yoğunu ortaya koydu ve 3 puanı anasının ak sütü gibi helal kazandı.


Kazanılan maçın ardından elbette takıma övgüler döşemek lazım ancak. Maçın ilk 45 dakikasında maçı kaybedebileceğimizi de unutmamamız gerekiyor. Ferhat’ın kurtardığı penaltının yanı sıra Antalyaspor direklerinde patlayan toplarda yüreklerimizi ağzımıza getirdi.


Maç öncesi Antalyasporlu futbolcular sahaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait üzerinde ‘İstanbul Maratonu’nu 15 Temmuz Şehitleri İçin Koşuyoruz’ yazılı pankartla çıktı. Bu ülkemizin içinden geçtiği dönemde bir çok sporseverin gözlerini yaşartan bir jest oldu.


Bana göre Antalyaspor Gençlerbirliği maçında iki ayrı maç oynadı. İlk 45 dakikalık maçta tamamen mahkum ve panikle oynayan bir Antalyaspor vardı sahada ve bu takım tribünlere gelen 9 bine yakın seyirciye kabus oldu.


Kurtarılan penaltı ve 41. Dakikada Eto’o tarafından gole çevrilen penaltı ile iş tamamen tersine döndü.


İkinci yarıda önde olmanın rahatlığı ile bambaşka bir Antalyaspor izledik. Eğer Motta’nın şansı yerinde olsa maç farka giderdi. Bu Motta’ya bir kurşun döktürmek ya da okutturmak lazım. Yılların tecrübesi gol noktalarında amatörlerin bile gole çevireceği pozisyonları bir türlü ağlarla buluşturamıyor.
Bir paragraf ta Rıza Çalımbay Hoca’ya yazmamak haksızlık olur. Hani “Elinde sihirli değnek mi var ?” derler ya, Rıza Hoca’nın elinde sihirli değnek var. En azından ben buna inanıyorum.
Şimdi transfer dönemine kadar bu takım toplayabildiği kadar puan toplayıp ateş çemberinden çıkmak zorunda Milli maç arasını iyi değerlendireceğimize inanıyorum. Sakatlar iyileşip formsuz oyuncular form tutunca Rıza Hoca’nın eli daha da güçlenecek alternatifleri artacak. Yani anlayacağınız alınan 3 puan bize güzel günlerin habercisi.
Darısı Trabzon deplasmanına…