ÖĞRETMENLER ekonomik problemlerden atanamamaya kadar birçok sorunla karşı karşıya. Eğitim Sen Antalya Şubesi Başkanı Nurettin Sönmez ile öğretmenlerin sorunlarını konuştuk. Sorunların temeli ekonomik kaygılardan kaynaklanırken öğretmen atamalarının olmaması da en büyük problemler arasında yer alıyor.
  • Mesleğinizin en büyük sorunlarından biri atanamayan ve ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalan öğretmenler. Sizce atanamama problemi neyden kaynaklanıyor?

    Öğretmenlerin atamasının yapılmamasını iki şekilde ifade edilebiliriz. Birincisi bir istihdam sorunu var. Bu sorun, üniversitelerde hangi bölüme ihtiyaç olunduğu, hangi bölümüne kadar öğrenci alınacağı ve nerelere hangi bölümlerin yapılacağına dair bir politika olmamasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla her ile bir üniversite her üniversiteye bir eğitim fakültesi açma yaklaşımı söz konusu. Bir planlama söz konusu değil. Türkiye'de hangi alanlara ihtiyaç var, hangi alanlarda eleman yetiştirilmesi lazım, hangi branşlarda daha çok öğretmen yetiştirilmesi lazım bunun bir politikası olması gerekiyor. İkinci sebepse bugün ataması yapılmayan, ataması yapılmakta umudunu kesmiş olanlar dışında hala atamasının yapılmasını bekleyen 600 bin civarında eğitim emekçisi var. Köy okullarının kesinlikle açılması gerekiyor. Hem eğitim kalitesi açısından hem de ataması yapılmayan öğretmenlerin istihdamı açısından bu gerekli. Şehir merkezlerindeki birçok okulda sınıf mevcudu 40'ın üzerinde. Biz nizami bir eğitim yapılabilmesi için sınırın 30 olarak belirlenmesini söylüyoruz. 30 kişilik sınıflar oluşturduğumuz zaman yeni okullara ihtiyaç duyulacak. Bu okullar açıldığı zaman öğretmenlerin istihdamı sağlanmış olacak. İktidarın eğitime ayrılan bütçeyi arttırıp bu okulları açması gerekiyor. Eğitim sistemini iyileştirmesi gerekiyor. Bunu yaptıkları zaman ataması yapılmayan 600 bin öğretmenimizin ataması yapılmış olacak. Şu anda Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre 100 binin üzerinde öğretmen açığı var. Bizim verilerimize göre ise 300 binin üzerinde öğretmen açığı bulunuyor. Antalya, çok talep gören şehirlerden biri olmasına rağmen binlerce ücretli öğretmeni var. Devlet ticaret mantığı ile hareket ederek çok işi ne kadar az kişiye yaptırırsam diye bakıyor. Dolayısıyla atamalar da yapılmıyor.
  • Atanamayan ya da sınava girmeyen öğretmenler özel okullarda ya da dershanelerde çok düşük ücretlere çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu noktada öğretmenler büyük sıkıntılarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Bunun karşılığında problemlerinin çözülmediğini görüyorlar. Sizce bu problemler nasıl çözülür?

    Özel öğretim alanı sömürünün en yaygın olduğu alan. Özel öğretimdeki öğretmenlerin çok büyük bir bölümü asgari ücret ya da bunun daha altında ücretler alıyorlar. Kurumlar kadrolu olarak özel öğretimde çalışan öğretmenlerin bir kısmına asgari ücret ödemek zorunda olduğu için daha sonrasında verilen parayı elden alıyorlar. Bu durum insan haklarına aykırı. Tamamen vicdansızlık. İktidar, bakanlık bunu görüyor ama müdahale etmiyor. İktidarın iki politikasından bahsedeceğim. Birincisi özelleştirmenin arttırılmasına dönük hamleler yapması. Bunun için iki şeyi değiştirdi. Bunlardan birincisi özel okul açma kriterlerini değiştirmesi. İkincisi de özel okullarda çalışan öğretmenlerin devlette çalışan öğretmenlerden daha az ücret alamaz maddesini kaldırması oldu. Haliyle özel okullar açılsın, istedikleri binalara İstedikleri şekilde okulları yapsınlar özel okulları zorlamayalım diyerek bunların artmasına sebep oldular. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin iş garantisi zaten yok. Bazen aynı anda iki kurumda çalışmak zorunda bile kalabiliyorlar. Bu temel insan haklarına, yaşam hakkına aykırı bir durum. Bu alanın herkesin hakkını koruyacak şekilde tekrardan ele alınması lazım. Biz Eğitim Sen olarak eğitimde özelleştirmeye şiddete karşıyız
  • Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin talepleri sizce nelerdir?

    Onların çok büyük talepleri yok aslında. Taleplerinden birincisi devlet okulunda çalışan öğretmenlerden daha az maaş almamak. Bunu talep ettiği için Ankara'da yaptıkları eylemde şiddet gördüler. Biz Eğitim Sen olarak özelleştirmenin önünün kapatılması, eğitimin kamulaştırması gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim dizayn edilirken eğitim bileşenleri ile ortak hareket etmeleri gerekiyor.
  • Biraz da Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu hakkında konuşalım. Nedir öğretmenlik Meslek Kanunu?

    Son dönemde çıkarılan öğretmenlik meslek yasası kamusal eğitime, eşit işe eşit ücret anlayışına tamamen ters bir yasa. Bunun mücadelesini verdik. Şu anda Anayasa Mahkemesi'nde sonuç bekliyoruz. Beklentimiz, bu yasanın iptal olması. Öğretmenlik Meslek Yasası'nda temel mantık şu: öğretmen maaşında başöğretmen maaşını baz alacak. Sonra diyecekler ki 'Öğretmenlerin maaşını şu kadara çıkardık.' Kaç tane baş öğretmen var? 60 bin civarında. 60 bin öğretmenin aldığı ücreti sanki bütün öğretmenler alıyormuş gibi lanse edecekler. İki öğretmen de aynı dersi anlatacak ama aralarında 4 bin TL civarı bir ücret fark olacak. Bunu neye göre, hangi mantıkla yapıyorsunuz? Bunu onaylayan sendikaların tabanları da bunu reddediyor. Çünkü onlar da bu işin aynı şekilde haksızlık ve mağduriyet olduğunu görüyor. İktidar, politikasıyla öğretmenleri ayrıştırdı. Eşit işe eşit ücret mantığını ortadan kaldırdı ve öğretmenler arasında kariyer sistemini getirdi. Önümüzdeki yıllarda velilerin okullarda öğrencilerini kaydetmek için uzman ve başöğretmen aradıklarını göreceğiz. Diğer öğretmenleri ötekileştirecekler, itibarsızlaştıracaklar. Mesleğin itibarını ortadan kaldıracaklar. Sınav yaparak da öğretmenlerle dalga geçmiş oluyorsunuz. Bu anlayış eşitlik ilkesine aykırı. Dünyada bunun bir örneği yok, Türkiye'de öğretmenlerin bir meslek yasasına ihtiyacı var. Ama bu yasanın UNESCO ve ILO'nun 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen Öğretmenin Statüsü önerileri var, biz bu önerileri dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu önerilerde öğretmenler çalışma şartları, hakları her şey var. Dolayısıyla biz bu önerilerin Türkiye'de de kabul edilmesi, öğretmen sendikalarına sorarak bir çalışmanın yeniden başlatılması gerektiğini düşünüyoruz.
  • Öğretmenlik Meslek Yasası ile alakalı Anayasa Mahkemesi'nin nasıl bir karar vermesini bekliyorsunuz?

    Bizim anayasa Mahkemesi'ne götürme yetkimiz olmadığı için Cumhuriyet Halk Partisi bunu anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Onların mahkemeye götürdüğü maddeler bizim de itiraz ettiğimiz maddeler. Bu maddeler eşitlik ilkesine aykırı maddeler. Anayasa Mahkemesi Hukuki argümanları dikkate aldığı zaman bu yasayı iptal etmesini bekliyoruz. Olması gereken bu. Ama Türkiye'de nasıl işlediğine dair kaygılarımız var. Ama bizim beklentimiz Anayasa Mahkeme'sinin başvurulan maddeleri iptal ettirmesi doğrultusunda. Biz bizlerin haklarını dikkate alındığı bir insan yeniden ele alınmasını talep ediyoruz.
  • Antalya'da ne kadar öğretmen eksiği var, bununla alakalı bilginiz var mı?

    Bununla alakalı verileri bizimle paylaşmıyorlar. Ama hangi okula giderseniz gidin orada ücretli öğretmen çalıştığını görürsünüz. Ücretli çalışan öğretmenler de çok büyük bir sömürü altında çalışıyorlar. Ders ücreti başına para alıyorlar. Haftada 30 saat çalışsalar bile kadrolu çalışan öğretmen maaşının yarısı kadar maaş alıyorlar. O da ayrı bir sorun. Milli Eğitim daha az maaş ödeyerek aynı işi yaptırıyor. Antalya'da bu kadar yoğunluk varken diğer illerde daha da yoğun olduğunu söylemek mümkün.
  • Antalya'da yaşayan öğretmenlerin sorunları neler?

    Antalya'da en büyük sorun kira. Antalya turistik bir kent olduğu için özellikle kaş Alanya, Kaş, Konyaaltı, Manavgat gibi ilçelerde kiralar çok çok arttı. Buralarda çalışan arkadaşlarımız daha uygun yerleri taşımak zorunda kalıyor. Bu seferde ortaya ulaşım sorunu çıkıyor. Öğretmenlerin son dönemlerdeki gelirine baktığımız zaman ortalamanın çok altında, açlık sınırının altında bir ücretle yaşamak zorunda kaldığını görüyoruz. Bizim en önemli talebimiz yoksulluk sınırının üzerinde maaş almak. Sağlıklı eğitim verecek bir öğretmenin, ekonomik sorununun olmaması gerekir. Bir öğretmen maaşıyla sadece karnını doyurmuyor. Öğretmenlerin kitap satın alması, ek materyal kullanması gerekebilir. Ama bu durumda bunlardan eksik kalınacak. Öğretmenlik mesleği biraz farklı bir meslek. Kazancını kendisi dışında da İnsanlara katkı olarak sunan bir meslek. Aldığı maaşla kendisini donattığı zaman öğrencileri katkı sunmuş oluyor. Buradan baktığımız zaman öğretmen maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkmasını ivedilikle talep ediyoruz.
  • Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

    Geçtiğimiz günlerde öğretmenler gününü kutladık. Biz her ne kadar 12 Eylül Askeri Darbesi'nde Kenan Evren'in öğretmenlere lütfettiği bir gün olarak düşünsek de Mustafa Kemal Atatürk'e başöğretmen unvanı verilmesinden ötürü önemli olarak görüyoruz. Ama o zamanalar askeri cuntanın o dönemde on binlerce öğretmene işkence ettiği bir dönemdi. Ama her 24 Kasım'da taleplerimizi düşüncelerimizi her zaman dile getiriyoruz. 2012 yılından beri öğretmenlerin maaşlarının hızla eridiği, alım güçlerin katbekat düştüğü bir süreci beraber yaşadık. Türkiye'deki eğitim emekçileri bunu hak etmiyor. Öğretmenlik meslek yasasıyla mesleğimizin itibarsızlaştırmasına karşı çıkıyoruz. Haklarımızı demokratik bir şekilde aramanın suç olmadığını vurgulamak istiyoruz. RÖPORTAJ/Dilan ERAY