İşinde başarılı, kırklı yaşlarında bir yönetici,hissettiğikaygıyı anlatıyor, 'Konuşma yaparken strese giriyorum ve hata yapmaktan korkuyorum' diyordu.

'Ne olur o zaman?' diye sordum. 'Başarısız olurum' dedi. Oysa bugüne kadar hiçbir konuşmasında, bunu kendisine ima dahi eden olmamıştı.

'Çok iyi konuşmaydı, tebrikler denildiğini duysamgeçer mi acaba kaygım'dedi. Bu kez,hali hazırda kendisine ne dediklerini merak etmiştim. 'Tebrik ediyorlar' dedi. Bu cümlenin hemen ardından başka kapıları işaret edecek cümlesi de geliyordu. 'Aslında, onların bana demesi değil de, benim kendime 'işte şimdi oldu'demem gerekiyor galiba' dedi.

Ne yapmalıyız ve yapmamalıyız, ne giymeli, nasıl durmalıyız, ses tonumuzu nasıl ayarlamalı, dinleyiciyi nasıl kazanmalıyız...

Tümüne ilişkin eğitici kaynaklara kolayca ulaşabilir olsak da, defalarca okusak, öğrensek de bazıları için topluluk önünde konuşmak, her koşuldakabusların habercisidir.

Omuzlarda bir gerginlik, seste titreme, vücutta bir huzursuzluk, hızlı kalp atışları, mutsuzluk, stres… Sanki tüm söyleyeceklerinizi defalarca tekrar etmemişsiniz gibi, unutmuş hissetmeniz... Size ayrılan 15 dakikanın, 1 saatten uzun gelmesi…

'Ya olmadık bir şey söylersem, söyleyeceklerimin sıralamasını şaşırırsam, kelimeleri yanlış telaffuz edersem, istediğim etkiyi bırakamazsam, mesajımı doğru veremezsem…'

Tanıdık mı bu duygular, bu cümleler?

Kaygı ya da fobidiye adlandırdığımız bu duyguyu keyifli bir heyecan gibi kabul etmeye çalışmak, ilk adımımız olabilir. Bu heyecanlı ana hazırlanırken, planlanacak iyi bir konuşma iskeleti, boş sandalyelere, aynaya, arkadaşlara karşı yapacağımız provalar ise destekleyici olacaktır. Bu performansı sıklıkla gerçekleştiren insanların videolarını izlemek de, yol gösterici olabilir. Özetle yolun başında sıkı ve planlı antrenman, 'hazırım' duygunuzu destekleyecek ve sosyal cesaretinizi kuvvetlendirecektir.

Başarısızlık hissine sebep olmayacak kadar iyi bir ön hazırlık yaptıysanız eğer, adınız söylenip de ayağa kalktığınız andan itibaren tüm samimiyetiniz ve heyecanınızla orada olma vakti gelmiştir. Keyfini çıkartın, olası hatalarınızı da, heyecanlarınızı da tüm içtenliğinizle kabul edin.

Profesyonel duruşunuzu, amatör ruhunuzla destekleyin ve böylece dinleyicileri de bu güzel anınıza ortak edin. Çünkü artık sahne sizin…