“Yanki” tokada değildi. Buna rağmen Ares’in kaptanı tüm ekibine can yeleği giydirdi. Pupaya geçerken ekipten bir kişi balonun aşağıda şişmesi ile kendini suda buldu. Derhal telsiz anonsu ile komite ve diğer yatlar uyarıldı. Bodrum Deniz Kurtarma 30 saniye içinde yetişti ve sudaki yelkenciyi kurtardı. Sistem baştan sona çalışınca, ciddi sonuçlanabilecek kaza çok hafif atlatıldı.
Denize adam düşme hadisesi, (MOB-Man Over Board) yelken yarışlarında olağan sayılabilecek bir durum.
Bunun pek çok nedeni olabilir. Ayak kayması, dengenin kaybolması, zor deniz koşullarında güvertede tutunulamaması, manevra sırasında ani hareket, tam trapezde vardavela telinin kopması belli başlı nedenler arasında sayılabilir…
Sıcak havalarda ve denizin sakin olduğu anlarda sorunsuz bir kurtarma gerçekleştirilebilir. Ancak gece seyrinde, sert havalarda ve kaba dalgalı sularda, hele de kış aylarında bu kaza can kaybına varan çok ciddi sonuçlara yol açabilir.
BODRUM’DA “DERS GİBİ” OLAY
Bodrum Güz Trofesi’nin son ayak ikinci gün yarışında Ares yatında herkes için “ders alınabilecek” bir olay yaşandı.
Denize çıkıp yerini alan Komite Botu’nda “Y” (Yanki / Yılmaz) kod flaması açık değildi. Yarış Komitesi, hava sakin olduğu için “Can yeleği giymek mecburidir” anlamına gelen uluslararası “Y” kod flamasını göndere basmamıştı.
Buna rağmen Ares yatının kaptanı Akın Akbalık, ekibinde deneyimsiz üyeler olduğu için marinadan ayrılmadan kendi de dahil olmak üzere herkese otomatik şişen can yeleklerini giydirdi. Bununla da yetinmedi, suya düşüldüğü takdirde denize düşen ve teknede olan kişilerin nasıl davranmaları ve neler yapmaları gerektiğini de anlattı.
O gün kullanılacak rotaya göre, Kargı Adası’nı dönecek filodaki tekneler orsa seyirle Çelebi Adası’na ulaştıktan sonra rüzgarı arkalarına alacaklardı.
Start sırasında 6-7 knot’lık rüzgar sağnaklarda 20 knot’a ulaşınca bölgenin coğrafi yapısını dikkate alan ve içinde bir de sağlık görevlisi (112) bulunan Bodrum Deniz Kurtarma’nın botu, Çelebi Adası yakınlarında pozisyon aldı.
Başhakem Ayberk Olcay da ikinci bir botla Kargı Adası ile Çelebi Adası arasında mevzilendi.
Önceki yıllardan deneyimli basın teknesi filoyu karşılamak üzere Çelebi Adası önlerinde konuşlandı.
BALON BASILIRKEN KENDİNİ SUDA BULDU
Öncüler sıra ile geçişlerini tamamladıkları sırada birden VHF Kanal 72’de Ares’in çağrısı duyuldu. Denize tekneden bir kişinin düştüğünü, bölgedeki teknelerin sudaki yelkenciye dikkat etmesini bildiriyordu. Ardından balonunu indirip motor çalıştırarak suya düşen ekip üyesinin yanına gitmek üzere geriye dönen Ares’ten bu anons birkaç kez daha tekrarlandı.
Orsadan apaza, ardından pupaya dönülürken basılan balon tepede değil de güçlü rüzgarla güvertenin hemen üstünde şişince, başüstünde bulunan yelkencilerden birini suya savurmuştu.
Suya düşen yelkenci, denize çıkmadan önce Akın Akbalık’ın teknede verdiği brifingdeki sözlerine uygun olarak tulumunun fermuarını açarak omuz bölgesinde sıkışan havanın boşalmasını sağladı. Böylelikle suya düşünce şişen can yeleği ile stabil bir pozisyon alabildi.
Bu sırada Ares’te olanlar da gözlerini sudaki arkadaşlarından ayırmadan kaptana elleri ile yön göstererek yardımcı oluyordu.
KURTARMA BOTU OLAY YERİNDE
Anons üzerine basın teknesinin kaptanı da birkaç yüz metre ötesinde gerçekleşen olay yerine gitmek üzere makinesine yol verdi. Ama Bodrum Kurtarma’nın alesta bekleyen botu çoktan kazazedenin yanına gitmişti bile.
Hakan adlı ekip üyesini sudan alan Bodrum Deniz Kurtarma botundaki sağlık görevlisi hipotermiye karşı ilk müdahaleyi yaparken, botun kaptanı Komite’yi bilgilendirip tapa gaz marinaya doğru yola çıktı.
Sahilde, kazazede yelkenci sağlık görevlileri eşliğinde hemen dalış odasına alındı ve ılık su banyosu ile tedavisi tamamlandı.
Ares’in kaptanı Akbalık, kazadan sonra ekibindeki yelkencinin salimen kurtarıldığını ve güvenli bir şekilde kıyıya götürüldüğünü görmesine rağmen yarışa devam etmedi ve terk bildirerek marinaya döndü.
Kaygıları, pontona yanaşıp teknelerini bağlamaya hazırlandıkları sırada suya düşen arkadaşlarının dalış odasında verilen kuru giysilerle kendilerini karşılamaya geldiğini görünce kayboldu.
3 ADIMDA “MUTLU SON”
Yazımızın başında “Üç Adımda MOB” demiştik. Şimdi bu adımların neler olduğuna bir göz atalım.
1) Teknenin kaptanı, denize çıkmadan tüm ekibine can yeleği giydirdi ve beklenmeyen bir durumda nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi verdi.
2) Yat sınıfındaki yarışlarda pek görmeye alışık olmadığımız kurtarma botu, 112 acil sağlık görevlileri desteğinde filoyu yakın takipteydi.
3) Destek botlarının denizde olması da yeterli olmayabilirdi. Bodrum Deniz Kurtarma, “yarışı okumuş” ve olası “riski tahmin etmişti”. Bu hassasiyetn ne denli önemli olduğu gözler önüne serildi.
Böylelikle, hele de kış aylarında çok ciddi sonuçlara yol açabilecek bir kaza, kurtarma ekibinin 30 saniyede olay yerine gelmesi ve sudan aldığı kazazedeyi dakikalar içinde kıyıya ulaştırmasıyla “mutlu son”u olanaklı kıldı.
Ares’in kaptanı Akbalık, “sükut avdet edip” hayat normale döndükten sonra, yazılı olarak Bodrum Deniz Kurtarma’ya teşekkürlerini iletti.
Kaza her an yaşanabilir ve herkesin başına gelebilir. Gerek organizasyon görevlilerinin, gerek tekne sorumlusunun, gerek ekip üyesinin beklenmeyen durumlara hazırlıklı ve antrenmanlı olması bu son örnekte görüleceği gibi kazayı hafif atlatmanın sigortasıdır.
Kaynak: TurkSail - Serdar BAPOĞLU