31 Mart akşamı Türkiye haritasının neredeyse yarısı kırmızıya döndü. Orta Anadolu ve Karadeniz şehirlerinin bir bölümü hariç, hemen hemen her yerde hava bir anda değişti, umut rüzgarları esmeye başladı. AKP turuncusuna bürünen şehirlerin kimi önemli ilçelerinde, kilit adreslerinde de değişim yaşandı. Derin bir oh çektik, nefes aldık. Türkiye genelinde yaşanan bu değişim Antalya’yı baştan aşağı salladı, birkaç belediye hariç rüzgarın esmediği yer kalmadı. Büyükşehir’de CHP yönetimi devam ediyor. 19 ilçe belediyesinden ise 16’sı CHP’nin oldu. Bunlar arasında Alanya, Korkuteli, Demre, Elmalı, Serik gibi uzun yıllardır CHP bayrağının sallanmadığı ilçeler var. AKP ise sadece 3 bin seçmenin yaşadığı İbradı ile 6 bin 500 kişinin oy kullandığı Gündoğmuş’u kazandı. Resmen hezimet…

Kumluca gözlerden kaçmasın

Bu zafer sarhoşluğu, sandık coşkusu arasında kaybolmasın diye Kumluca fotoğrafını da bir kenara iliştirelim. El altında durmasında, arada sırada çıkartılıp bakılmasında fayda var. CHP Kumluca’yı 2019’da, yüzde 51.26 ile kazandı. Mustafa Köleoğlu belediye başkanı oldu. Bu süreçte Kumlucalı Aydın Özer’in de CHP milletvekili olarak meclise girdiğini ekleyelim. 10 ay önceki genel seçimlerde ise CHP’nin oyları yüzde 26.24’e düştü. Tehlike sinyalleri çalmaya başlamıştı yani. Fakat Köleoğlu’nun adaylığında ısrar edildi ve sonuç: CHP yüzde 9.46 ile üçüncü parti. Demokrat Parti yüzde 42.62 ile ülke genelindeki tek ilçe belediyesini kazandı. Yani CHP yüzde 51’le kazandığı belediyeyi yüzde 9’la kaybetti. Her yer kıpkırmızı olmuşken buradaki hezimet de gözden kaçmasın diye altını çizelim.

Sadece emeklilerle açıklanamaz

Seçim sonuçlarıyla ilgili bir dolu yorum yapılacak, sandığı etkileyen onlarca faktör ortaya serilecektir. Bunların her biri de etkili olmuştur elbette. En çok konuşulanı, emeklilerin attığı tokat… Maaşlarına zam yapılmayan emeklilerin sandıkta ders verdikleri düşüncesi ilk akla gelenlerden biriydi. Fakat ülke geneline yayılan bu tabloyu sadece emeklilerle açıklamak mümkün değil. Bir tek sebebe bağlamak doğru da değil zaten. Genel seçimler öncesi kurulan “6’lı Masa” Kılıçdaroğlu’nun başını yedi. Kılıçdaroğlu’nun ittifakın diğer partilerine cirimlerinden fazla vekillik verdiği 31 Mart akşamı iyice anlaşıldı. Öyle ki Saadet, Deva, Gelecek ve DP’nin oyları yüzde 1’i bile bulmadı. İyi Parti’nin oyları da yüzde 3’lere düşmüş durumda. 

Millet, ittifakı sandıkta kurdu

Aslında bu partilerin masada kuramadığı ittifakı, seçmen sandıkta kurmuş oldu. Böylece anlaşıldı ki; Millet İttifakı masadan kalkarak, masaya yeniden oturarak, masayı devirerek, hesap yaparak filan kurulmuyor. Liderlerin yaptığı at pazarlığından sıkılan millet, kendi ittifakını sessizce örüyor ve sandıkta da gereğini yapıyor. 31 Mart’ta olan budur. Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığında tutmayan formül, yerel seçimlerde tutmuş oldu. Özgür Özel’in yaptığı zafer konuşmasında Kılıçdaroğlu’na özellikle teşekkür etmesi de bunu gösteriyor. CHP Genel Başkanı Özel partililere seslenirken, tam o esnada Ekrem İmamoğlu’nun da İstanbul’da miting yapması gözlerden kaçacak gibi değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne diyeceği de hem yandaşları, hem de muhalif seçmen için merakla beklenirken İmamoğlu’nun Saraçhane’de meydana çıkıp İstanbullulara hitap etmesi de ayrıca ilginç. Bunlar zamanlama hatası mı, yoksa sahne çalma çabası mı? Bu soruyu da şuraya bir yerlere kaydedelim; ilerleyen günlerde bir şekilde konuşulacaktır.