Anadolu uygarlığından günümüze kadar uzanan bir gelenektir 'Bağ Bozumu'. Asmalarda olgunlaşan üzümler kesilir, hasat toplanır gelir bağların bozulma vakti. Dedik ya tarihi asırlar öncesine ulaşır, Anadolu insanının sabrını, emeğini, azmini, yardımlaşmasını, alın terini ifade eder bağ bozumu. Dahası, bağcının sevinci, coşkusu, nevruzu, umududur bağ bozumu. Eylül ayının ritüeldir. Üzümlerin gelin olduğu vakittir, neşenin en davullusu, zurnalısıdır.

***

Eylül ayı psikolojimiz açısından bambaşka bir etkiye sahiptir öyle değil mi? Eylül geldiğinde en derinlerimizde bir şeylerin değiştiğini hisseder yaşarız. Yalnızca insanoğlunun mu; doğa üzerinde de öyle bir tesiri var ki Eylül'ün, doğa bile yeni gelen mevsimi, tüm benliği ile kucaklamaya hazırdır sanki. Hani bağ bozumu şenlikleri de kendini Eylül'e saklar ya. Ağustos ayının son günleri ile Eylül'ün ilk günleridir bağcının alım terinin şenliği. Bağcılığın yapıldığı her yörede bilinen ve önem verilen bir ritüel bağ bozumu. İşte gidiyorum yıllar öncesine, memleketimin anılarıma. Aile büyüklerimin, İzmir'in Kemalpaşa kasabasındaydı (ilçesi) üzüm bağları. Ağustos ayında, ovadaki bağ evine göçülür, yaklaşık bir veya bir buçuk ay boyunca, bağ evinde yaşanır. Sabah gün doğarken bağlara inilir, elde üzüm sepetleri, asmalarda salkımlar. Dağların yeli vurur yüzüne, üzüm yapraklarının üzerindedir sabaha karşı yağan çiğ. Gecenin serinliğinden mi, yağan çiğden mi bilinmez, salkımlar buz gibi üzüm taneleri küfür kütür. İşte bağın en keyifli vakti-zamanı Rahmetli anneannem, bağ evinin önünde ki odun ocağını tutuşturmuş, tencerede mis gibi sanki. Hani bağ bozumu şenlikleri de kendini Eylül'e saklar ya. Ağustos ayının son günleri ile Eylül'ün ilk günleridir bağcının alın terinin şenliği. Bağcılığın yapıldığı her yörede bilinen ve önem verilen bir ritüel bağ bozumu.

***

İşte gidiyorum yıllar öncesine, memleketimin anılarına. Aile büyüklerimin, İzmir'in Kemalpaşa kasabasındaydı (ilçesi) üzüm bağları Ağustos ayımda, ovadaki bağ evine göçülür, yaklaşık bir veya bir buçuk ay boyunca, bağ evinde yaşanır. Sabah gün doğarken bağlara inilir, elde üzüm sepetleri, asmalarda salkımlar. Dağların yeli vurur yüzüne, üzüm yapraklarının üzerindedir sabaha karşı yağan çiğ. Gecenin serinliğinden mi, yağan çiğden mi bilinmez, salkımlar buz gibi üzüm taneleri kütür kütür. İşte bağın en keyifli vakti-zamanı. Rahmetli anneannem, bağ evinin önünde ki odun ocağını tutuşturmuş, tencerede mis gibi kokan tarhana çorbasını kaynar. Ağaçlarda geveze ağustos böceklerinin bitip tükenmeyen nağmeleri, kumruların serenatları ve çalı kuşları.

***

Gelir Eylül'ün son haftaları, hasat bitmiş üzümler kesilip toplanmış, gerekli işlemden geçmiş ve serilmiştir (kurumaya bırakılmış). Bir kısmı da şaraphaneye gönderilmiş bağ bozulmuştur. Artık vakit, bağ bozumu zamanıdır. Başlar bağcının bağ bozumu şenliği. Bir veya iki gün sürer, bağ sahipleri birbirlerini ziyaret eder. Bu ziyarette üzümün en güzeli misafire ikram edilir. Bağcılar kendi aralarında en güzel üzüm yarışmaları düzenler. Hasat dışında, üzüm sıkım ve üzüm tadım şenliği. Bağcı bağ bozumu şenliği ile alın terinin, emeğinin ve sabrının karşılığını alır. Artık vakit, ovadan köye dönme vaktidir. Ve bir ritüeldir bağ bozumu. Ama gelin görün ki, o güzelim Anadolu kültürü ve bağ bozumu da yok olmaya yüz tutmuş ne yazık. Güzel bir hafta sonu diliyorum.