2010 yılında röportaj yapmaya başladığım ilk günlerde Kaleiçi' nde yürürken, babamın yıllar önce taş kolye uçlarını bıraktığı dövme dükkanını fark ettim ve gidip sahibine söyleşi teklif ettim. Söyleşi öncesinde kendimi tanıtıp babamdan bahsettim. Dövme sanatçısı babamı ve babamın vitrininde sergilenmesi için ona bıraktığı kolye uçlarını hatırladı. "12 sene oldu sanırım" dedi, hatta "Bir tanesi vitrinde duruyor" diyerek çıkarıp kolye ucunu bana verdi. O taş kolye seneler sonra avcumdayken sanki babam, yaşadığım, hissettiğim, canımı yakan ne varsa daha yakından elimi tutmak, saçlarımı okşamak, yeniden "Ben yanındayım korkma" demek için gelmişti. Hayatım boyunca unutamayacağım o anın büyüsünden, ağlamamak için boğazıma inen yumruğa rağmen sesim titreyerek teşekkür edebildim.Dövme sanatçısıyla çok güzel bir söyleşi yaptık. Şimdi bazen çantamda, bazen boynumda taşıdığım bir uğurum var babamın elinden. Bu arada aynı gün, Buika'dan "Mi nina lola" şarkısını Türkçe alt yazılı klibiyle izleyip dinleyince yeniden inandım, babalar kızlarını asla yalnız bırakmazlar, gittikleri yer çok uzak bile olsa ...
Ve bu yazımın ilk halini aslında 5 sene önce yazdığımda, güzel tesadüflerin bana yaşatacaklarından henüz habersizdim. Buika'nın bahsettiğim video klibinde söylediği şarkının sözlerini Türkçeye çeviren Ufuk Öztürk ile tanıştım. Onun sayesinde, 2012 yılında Buika'nın, 13. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’ndeki konserindeydim, Buika ve muhteşem ekibi ile tanıştım.
O gün, daha sonra başka bir yazımda da kullandığım şu cümlem, yaşama karşı en net bakışım oldu:
“Hayatta her an bir yerde bulunmanızın, mutlaka kıymetli bir anlamı vardır.”
Buika'nın Ufuk Öztürk tarafından hazırlanan Türkçe alt yazılı "Mi nina lola" şarkısını dinlemek ve izlemek isterseniz Facebook sayfasından ona ulaşabilirsiniz.