Güce tapma, aşırı tüketme ve mal mülk edinme hırsı sonucu yapılan yanlışlar, herşeyden soyutlanma, samimiyetsizlik, hoşnutsuzluk, hiçbir şeyden memnun olmama, açgözlülük, başarı hırsı, şöhret olma arzusu hepsi insanda var.

Bazılarımız mükemmel olduğumuzu düşünürüz ve kendimizi başkalarından üstün görerek büyüklük hastalığına kapılır, kibirleniriz. Kendi arzularının tatmini için herkesi, herşeyi kırıp geçiren bir kişilik düşünün. Tek aşkı kendisi; Narsist.

1941 yılı yapımı siyah beyaz bir film olan Yurttaş Kane (Citizen Kane), sinema tarihinin en önemli ve en tartışmalı filmlerinden biri olarak kabul edilir. Film halen Amerika Ulusal Film Arşivi’nde korunmaktadır. Yazar, oyuncu ve yönetmen Orson Welles filmi hem yazmış hem oynamış.

Filmin ana karakteri olan Kane (Orson Welles), filmin hemen başında hasta yatağında  ‘Rosebud’ diye bir sözcük fısıldar ve son nefesini verir. Bu sözcüğün anlamını araştıran bir gazeteci ise geriye dönüşlü sahnelerle, Kane’nin arkadaşları, yanında çalışanlar, eşi, sevgilisi, herkesle görüşür. Hepsinden Kane ile ilgili bir şeyler bulur ama Rosebud’un anlamına bir türlü ulaşamaz.

Vatanndaş Kane sahip olduğu güçle gazete satın alır. Gazetenin yazarlarını kendi istediği doğrultuda yazı yazmaya yönlendirir. Mesela, eşi Susan şarkı söylemekte yeteneksizdir ama Kane, gazetesinde öyle bir ortam yaratır ki herkes Susan’ı sanatçı olarak görür. Kane dünyanın en zengin adamları arasındadır. Her şeye el atar, siyasete bulaşır fakat senatör olamaz. Tüm dostları onu terkeder. Yapayalnız kalır.

Filmin son sahnesinde kamera, Kane’nin kullanmadığı eşyalarla dolu bir büyük salonda gezinir ve bir kenara atılmış tahta bir kızağa zum yapar. Bu üzerinde Rosebud yazan Kane’nin çocukken üzerinde kaydığı kızağın adıdır ve elde ettiği tüm zenginliklere karşın o kızak, o yoksul günlerdeki saf mutluluğu sembolize etmektedir. Kane son nefesini verirken tüm zenginliğine karşın o gül ağacından yapılann kızağın adını fısıldar; “Rosebud” der; Gül Goncası.

Filmin sonunda seyirci “Rosebud”ın anlamını öğrenir. Hiçbir şeyden memnun olmayan filmin kahramanını hayatında memnun eden tek nesnenin o kızak olduğunu görür. Kamera filmin başında Kane’in gizemli şatosunun kapılarını aralar sizi içeri çeker, filmin sonunda Rosebud’u gösterir ve parmaklıkların dışına çıkar.

Evrende bir toz zerresi kadar küçük bu güzel mavi dünyada ego, kibir, aşırı zengin olma hırsı, hoşgörüsüzlük neden?

Neden?