Osmanlının sanatsal değeri çok yüksek mimari eserleri ile nasıl övünüyorsak, Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvik ve desteği ile sahne sanatlarında güzel ve anlamlı eserlerin çıkmasını da Cumhuriyet kazanımları olarak görüyoruz. Atatürk’ün ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü bu fırsatın zemin bulmasının en güzel ifadesidir.

Sanat ve estetik, insan ruhunu besleyen, onu nakışlayan, onu iyinin ve güzelin sahibi yapan en büyük etkendir. Sanat dünyamız her alanda yeni eserlere, yeni isimlere muhtaçtır. Sanattan ve sanatçıdan yoksun bir toplumun geleceği olamaz.

Her şey sanatla güzel olacak, sanatla güzelleşecek.

Kentler de sanatla güzelleşir. Antalya’da sanat ve kültür anlamında güzel şeyler yapılıyor

Festivaller, sergiler, kongreler, konserler kenti Antalya.

Yeter ki sanatı salt üst gelir gurupları değil, alt gelir guruplarına da getirelim.

Sanatı paylaşalım.

Sanat nedir, kim sanatçıdır?

Çılgın Şair Bukowski’ye göre ‘Entelektüel basit bir şeyi en karmaşık biçimde söyleyebilen kişidir.

Sanatçı ise en kolay.’ Şu anlam çıkarılabilir bu sözden;

Entelektüel sunum hazırlarken sanatçı işini yapar, bitirir, sunar.

Sanata dokunabilir ve hissedebilirsiniz.

Ünlü bir heykeltıraşa o güzel heykelleri nasıl yaptığını sormuşlar.

Cevabını eminim hepiniz biliyorsunuzdur.

‘Ben bir şey yapmıyorum.

Heykel o taşın içinde zaten.

Ben sadece fazlalıkları atıyorum’ Rus ressam Brullof, bir öğrencisinin yaptığı tabloda küçük bir değişiklik yapar.

Tamamen değişen tabloya bakan öğrenci şu sözleri söyler; ‘Hayret ediyorum! Siz bir tek noktaya dokundunuz; fakat eser çok değişti.’

Brullof sanat dünyasının hafızasına kazınacak bir cevapla karşılık verir; ‘Sanat o küçük noktaların başladığı yerde başlar.’

Sanat için ne demişlerdi?

Picasso; ‘Resim bir savaş aracıdır!’

Tolstoy; ‘Sanat ancak, belli bir sınıf için değil, büyük kitleler için yarar sağladığı zaman, sözü edilebilir bir değere ulaşır.’

***

Turizm Antalya’nın tek geliri. Fakat Antalya’ya dönmeyen bir gelir. Turizme hizmet eden yerel yönetim. Turizm gelirinden pay almayan bir belediye.

Antalyalı bir eski yönetici ne güzel söylemişti;

‘Antalya’da tüm kuruluşların bu şehir için bir aşk inşa etmeye, bir ruh üflemeye çalışması gerekiyor. Yoksa bu şehir rüzgârın önündeki yaprak gibi savrulur gider.

Kimse bu şehir kıyamete kadar bizde kalır diye düşünmesin. Böyle bir şey yok. Ruhunuzu kaybederseniz, aşkınızı kaybedesiniz, şehrinizi de kaybedersiniz’

Antalya’da yeni bir aşk inşa etmek!

Çok mu zor?