Konyaaltı’ndaki Doyran Çayı’na kurmak istedikleri HES milleti ayağa kaldırdı. Her yandan bilgi yağıyor. Bilgi aktaranlardan biri de, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski bürokratlarından Ufuk Okan. Doyran çayının, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 2023 yılı Çevre Durum Raporu’nda yer aldığını hatırlatan Okan’ın verdiği bilgileri sıralayayım: Bu raporda Doyran içme suyu kaynakları 1. derece koruma alanı değil, aksine ‘Mutlak Koruma Alanı’ olarak yer alıyor. Konyaaltı’nın su ihtiyacının yüzde 90’ı Boğaçayı yeraltı kaynaklarından karşılanıyor. Boğaçayı 3 kaynak tarafından beslenen bir havza. Bunlar Doyran, Karaman ve Çandır çayları.

DOYRAN ÇAYI SÜREKLİ AKMAZ

Su toplama havzası yaklaşık 117 kilometrekare olan Doyran Çayı, Boyalı Çay ve Karadere’nin birleşmesinden doğuyor. Bu alanın yüzde 40’ı 1500 metrenin üzerinde. Bu durumda Çandır Çayı üzerine kurulacak HES bölgenin ekosistemine zarar verir. Ekilebilir araziler daha da azalır. Buharlaşma yoluyla su kaybına neden olur. Boğaçayı su kaynaklarının seviyesi değişir. “Sonuç olarak” diyor Ufuk Okan, “Doyran Enerji şirketinin santral kuracağı Doyran Çayı, tüm yıl boyunca akan bir kaynak değil”.

YERALTI SULARINA SALDIRACAK

Peki bu durumda ne olacak? Doyran Çayı çok aktif olmadığı, sürekli akmadığı için, şirket Doyran havzasındaki yeraltı sularına saldıracak. O zaman da bölgedeki su azalacak. Bu da dolasıyla Antalya kent suyunu, özellikle de Konyaaltı’nı etkileyecek. Başta Konyaaltı olmak üzere, Antalya susuz kalacak. Yani mesele Geyikbayırı, Doyran meselesi filan değil, bütün Antalya’yı ilgilendiren bir sorun.

Bunun hesabını kim verecek?

Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Antalya’da tağşişli ürün satan, sahtekarlık yapan, hileli malzeme kullanan restoranları, işyerlerini açıkladı. İl Müdürlüğünün yayınladığı ilk listede Muratpaşa’da faaliyet gösterdiği belirtilen Parlak Restoran da vardı. Çok geçmeden apar topar bir düzeltme metni yayınlandı. Söz konusu Parlak Restoran’ın herkesi bildiği ünlü mekan olmadığı, Serik’te aynı adı taşıyan başka bir lokanta olduğu açıklandı. Berbat bir durum… Antalya’nın güvenilir, saygın bir markası olmak için yıllar boyu uğraşıyorsunuz, babanızdan aldığınız işletmeyi aynı titizlikle daha ileriye taşıyorsunuz, kentin tarihinde iz bırakan bir mekan yaratıyorsunuz, sonra şuursuz bir memur çıkıyor, adınızı ‘kirli, hileli gıda’ listesine ekliyor. Ne olacak şimdi? Bu kadar ucuz, bu kadar basit mi? Kimse hesap vermeyecek mi? Tarım ve Orman İl Müdürü mesela koltuğunda oturmaya devam mı edecek? O listeyi hazırlayan memura hiçbir işlem yapılmayacak mı? Berbat bir devlet idaresinin eline düştük. Hesap sorduk diye hesap verebiliriz.