Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek ‘Bir daha yapılmaz’ denilen Altın Portakal Film Festivali’ni ‘Ben bu festivali yaparım’ diye inat etti ve yaptı.  Talihsizlik ve kırgınlıklar üzerine inşa edilen geçen festivale karşın 61’inci festival için bir de söz ve bir slogan aranıyordu. O da bulundu; Hikâyemiz Birlikte

‘Hikâyemiz Birlikte’ sloganı barış, dostluk, halkçılık ifade ediyordu. Muhittin Böcek, sözünü tuttu ve 61’inci Antalya Altın Portakal Film Festivali hiçbir mazeret, hiçbir çirkin yakıştırmaya yer vermeden başladı ve sürüyor.

Sinemayı sanat olarak gören, sinemayı seven, sinemayı özleyenler için Antalya Altın Portakal Film Festivali bulunmaz bir nimettir. Antalya Altın Portakal bir dünya markasıdır.

Sanatsever bir vatandaş olarak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek’i bu inadı ve sözünü tutup festivali sürdürmesi nedeniyle alkışlıyor ve tebrik ediyorum.

Sinema emekçilerine de destek ve katkıları nedeniyle sevgilerimi sunuyorum.

Antalya Valimize o güzel konuşması için teşekkür ediyorum.

Demek elbirliği, gönül birliği, kentlilik bilinci varsa güzel şeyler yapılabiliyor.

***

Geçen hafta sonu kaleme aldığım ‘Antalya’da yeni bir aşk inşa etmek’ başlıklı yazımda, her şeyin sanatla güzel olacağını, sanatla güzelleşeceğini, Antalya’da da sanat ve kültür anlamında güzel şeyler yapıldığını vurgulamış, festivaller, sergiler, kongreler, konserler kenti Antalya’da yeni bir aşk inşa etmenin zor olmadığını ifade etmeye çalışmıştım.

Neydi meramım?

‘Antalya'da tüm kuruluşların bu şehir için bir aşk inşa etmeye, bir ruh üflemeye çalışması gerekiyor. Yoksa bu şehir rüzgârın önündeki yaprak gibi savrulur gider. Kimse bu şehir kıyamete kadar bizde kalır diye düşünmesin. Böyle bir şey yok. Ruhunuzu kaybederseniz, aşkınızı kaybedesiniz, şehrinizi de kaybedersiniz'

Antalya’da yeni bir aşk inşa etmek!

Tüm kamu kurum ve kuruluşları hizmetinde, özel sektör desteğinde.

Ne yapmak gerekiyor? Markalaşmalı! Marka ket olmalı.

Antalya; denizi, kumu, güneşi ile turizmin amiral gemisi.

Yetmez!

Gastronomisi, otantik ve folklorik değerleri, festivalleri ile markalaşmalı.

Herkes, tüm kurum ve kuruluşlar elini taşın altına koymalı.

Kıskançlık, çelme takma gibi oyunlar bitmeli.

Kentin dinamikleri, sivil toplum kuruluşları.

Bu kentte yaşıyoruz.

Bu kente sevdalıyız.

Kentte yaşıyorsak, yaşadığımız kenti yaşatmalıyız.

Ne ile?

Barış içinde, akılla, aşkla.

Bir ruh üfleyerek.