Antalyaspor Kulübü eski adıyla Derneği bugün genel kurula gidiyor.
Sezgin Özer ve Mustafa Ergün’ün yarışacağı genel kurulda 922 kişi oy kullanma hakkına sahip.
Ebette katılım bu düzeyde olmayacaktır ancak çoğunluğun sağlanacağını düşünürsek bugünkü genel kurulda 600 kişinin oy kullanması bekleniyor.
Yani bu da demek oluyor ki, Antalyaspor belki de tarihinin en yüksek katılımlı seçimini gerçekleştirecek.
Böylesi bir seçim heyecanı hiç yaşanmamıştı.
İşte bu nedenle bugünkü seçim Antalyaspor için kritik ve önemli olduğu kadar, ilklere şahitlik edeceğimiz bir genel kurul olarak da tarihe geçecektir.
Antalyaspor Kulübü; anonim şirketin en büyük hissedarı. Yani aslında gerçek sahibi konumunda. Çünkü dernek başkanı, tek başına anonim şirket başkanını ve yönetimini değiştirme gücüne de sahip.
‘Antalyaspor’un gerçek sahibi taraftardır’ denilir ya, aynen doğru. Kulübe üye olan herkes Antalyaspor’un gerçek sahibi durumundadır. Çünkü onların oyları başkanı belirliyor bu da anonim şirketi direkt olarak etkiliyor. Kulübün en büyük görevi ise gelir kaynağı yaratmak ve amatör branşlara destek olmak.
Biz ise kulüple ilgili yakın zamanda ne yazık ki bambaşka şeyler konuştuk, tartıştık.
Futbolla hiç alakası olmayan ‘hafriyatı’ konuştuk örneğin.
Moloz konuştuk…
Yıkım konuştuk…
Kepçe konuştuk…
Kamyon konuştuk…
Beton konuştuk…
Şantiye konuştuk…
Döküm alanı konuştuk…
Kantar konuştuk…
Antalyaspor Kulübü’nde inşaat ile ilgili her şeyi konuştuk, tartıştık.
Bir tek şeyi ise konuşmadık…
Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarında, 32 branşta mücadele veren 10.500 sporcu arasında Antalyaspor yüzme takımından yetişen rekortmen ve milli yüzücü Emir Batur Albayrak’ı hiç konuşmadık.
Ne yazık ki bu şehirden çıkan ve olimpiyatlarda mücadele eden bizim kulübümüzün sporcusunu hafriyat ile ilgilenirken atladık.
Geleceğimiz olan, belki de ileride yüzme branşında ülkemize olimpiyat madalyaları ve rekorlar kazandıracak gencecik sporcumuzu ‘hafriyat’ kadar konuşmadık, konuşamadık.
Çünkü onu unuttuk. Başka şeylerle ilgilenirken, kavga ederken, birbirimizi suçlarken, tartışırken gencecik sporcumuz aklımıza bile gelmedi.
Peki hafriyat mı Antalyaspor’un geleceği?
Hayır değil… Antalyaspor’un geleceği Emir Batur gibi, Berke gibi, Cem gibi, Arda gibi sporculardır.
Biz ne zaman betonla uğraşmaktan vazgeçip, gençlerimize ilgi göstermeyi misyon olarak edineceğiz işte o zaman bu kulüp de büyür, bu ülke de kalkınır. Betona değil insana yatırım yapmayı öğrenmek zorundayız. Çünkü en büyük proje insandır.
İşte bu nedenle ‘beton’ kadar konuşulamadığın için özer dilerim senden Emir Batur Albayrak.
Umarım bugün de insana yatırım yapanlar kazanır.
Her iki adaya da başarılar…