Söze iyi haftalar diyerek iyimser başlayalım, sonrasına bakılır. Öncesinde bir özeleştiri, köşenin başlığına bakıyorum 'Hayata Gülümse'... Sanki millette bırakın gülümsemeyi, sırıtacak hal kamış da. Yok, bu başlığı da güncellemek(!) gerekir. Zira anlık yaşar olmuşuz diyeceğim ama ninemin sözü geldi aklıma 'Vermeyince mabut (tanrı), ne yapsın Mahmut’.
***
Haydi öyleyse devam deyip gerçeğe dönelim. Misal, siyasette enflasyon ve işsizlik polemiği 'pehlivan tefrikası’na dönmüş adeta. Hemen her gün farklı sesler, farklı görüşler, katalog laflar falan, harala gürele gidiyor. Ama ne ekonomik krizin üstesinden geliniyor ne de işsizliğe bir çözüm getiriliyor, hep aynı terane. Öte yandan, ekonominin uzmanları görüş belirtiyor; 'Ekonomideki küçülme işsizliği tetikliyor'. Ee nedeni buysa çözümü ne? Mevzu derin.
***
Öte yandan, Ankara ‘Harcama disiplini sağlayarak enflasyonu düşüreceğiz' diye umutvari konuşuyor. Enflasyon belası deseniz milletin ensesinde boza pişiriyor. Gıda enflasyonu uçmuş gidiyor, sektör temsilcileri 'Nedeni, girdi maliyetlerinin yüksek olması' diye buyuruyor. Öyle veya böyle, vatandaşın neredeyse yüzde 50-60'ı asgari ücretle geçiniyor, yani 22 bin 104 lira ile. Peki bunun ederi ne? Geçen, Cumartesi Pazarı'na gideyim dedim. Dolaşıyorum pazarı, mevsim sebzeleri, meyveleri tezgahlarda kuyum vitrinlerindeki altın misali süzülüyor. Aa o da ne? Etiketlerde kilo değil de yarım kilo rakamları var. Yani efendim, pazarda bile etiketlerde bir kilo devri bitmiş, yarım kilo dönemi başlamış. Demek oluyor ki vatandaşın bütçesi de hesabı da ekside. Uyanık pazar esnafı da bunu çözmüş, etiketleri bir kilogramdan yarım kiloya düşürmüş. Helal olsun.
***
Zaman alayla valeyle geçmeyince ve de kiralar asgari ücreti ikiye katlayınca, tersine göç başlamış, yani büyük kentten memlekete dönüş. Memleketinden aş iş için şehre göç edenler enflasyona yenik düşünce, eşyalar denk edilmiş kentten baba ocağına doğru yola çıkılmış. İşsizliği dibine kadar yaşayıp umutlarını tüketen milyonlara umut verecek, yüzlerini bir parça güldürecek, dertlerine çare bulacak, çözüm üretecek sistem var mı, varsa ne? Alın size emeği ile geçinmek zorunda kalanların içinde bulunduğu durum...
***
Ve de hizmet sektörü... Borçlara yenik düşen, kepengini bir indirip bir kaldıran esnaf. Onlarla ilgili pek çok şey vaat edildi, açıklandı, söylendi ama verilen destekler yeterli oldu mu, yoksa kazanamayan esnaf, vergi yükünün altında ezildi mi? Bağ-Kur'u, stopajı, primi falan filan derken vergisini ödemeye çalışıyor borç harç. Görünen bu yaşanan bu. Yani dememiz o ki ekonomi kasıp kavuruyor. Bu günlük de bu kadar, hoşça kalın.