Derin Antalya topraklarının gizemli bağrında, büyülü bir hikaye gizlenir. Manavgat'ın kucağında yatmakta olan Side Antik Kenti, tarihin ve mitolojinin izlerini taşır. Fakat bu kent sadece taş duvarları ve surlarıyla değil, aynı zamanda Nar Tanrıçası’nın unutulmaz hikayesiyle de büyüler ziyaretçilerini.
Side Antik Kenti'nin ismi, bu coğrafyanın benzersiz nar ağaçlarından gelir. Ancak bu ağaçlar sadece meyve veren şahane varlıklar değildir; onlar aynı zamanda unutulmaz bir mitolojik öykünün ana karakterleridir.
Mitolojik anlatılara göre Side, bir dağ tanrısının kızıdır, Tauros Dağları'nın doğal zarafetini ve bereketini sembolize eden bir doğa tanrıçası. Bir gün, Side ve onun orman perileri, Melas (Manavgat) çayının kıyılarında dolaşırken gözlerini büyülü bir bölgeye çevirirler. Side, kızı için en güzel çiçeği koparırken bu basit eylemin sonuçları onu büyük bir merak ve endişeye sürükler.
Çiçeği kopardığı andan itibaren, ağaç hızla değişmeye başlar ve nar ağacına dönüşür. Side, bu olağanüstü dönüşüm karşısında hem korku hem de üzüntü içindedir. Hızla uzaklaşmaya çalışsa da ayakları toprağa saplanır ve artık bir adım bile atamaz. Zamanla, bedeni kabukla kaplanır ve nar ağacının içinde hapsolur.
Side, bu dönüşüm esnasında nar ağacının kırmızı meyvelerini oluşturur, böylece kendini koruma altına alır. Halk arasında anlatılan efsane, Side Antik Kenti'nin ve bu bölgenin sembolü haline gelen nar ağaçlarının doğuşunu açıklar. Tanrıça Side, kızının kendisini anımsayarak yanına gelmesini ve gölgesinde oynamasını diler.
Günümüzde, Side Antik Kenti'nde bu büyülü hikayenin izlerini sürmek hala mümkün. Bu eşsiz antik kent hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Side, tarih ve mitoloji dolu öyküleriyle Antalya'nın en cezbedici bölgelerinden biri olarak göz kamaştırır. Haber/Erendiz ÖZKURT