Geçtiğimiz Cuma günü Milli Takım aday kadrosu açıklandı. İsterseniz ilk önce Lucescu’nun ilk açıkladığı aday kadroyu sayalım...
Cenk Gönen, Harun Tekin, Volkan Babacan, Kaan Ayhan, Şener Özbayraklı, Çağlar Söyüncü, Mehmet Topal, Ömer Toprak, Serdar Aziz, Caner Erkin, İsmail Köybaşı, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan, Cengiz Ünder, Emre Mor, Yusuf Yazıcı, Nuri Şahin, Okay Yokuşlu, Ozan Tufan, Tolga Ciğerci, Arda Turan, Hakan Çalhanoğlu, Yunus Mallı, Burak Yılmaz, Cenk Tosun, Enes Ünal
Bu kadrodan Pazar akşamı itibariyle Harun Tekin sakatlığı nedeniyle çıkarıldı ve yerine Konyaspor’un file bekçisi Serkan Kırıntılı davet edildi. Ayrıca Pazartesi günütoplum baskısına daha fazla dayanılamadı ve Beşiktaş’tanOğuzhan Özyakup aday kadroya eklendi.
Yukarda isimleri yer alan bu kadro açıklandığı günden beri davet edilenleriyle ve edilmeyenleriyle çok tartışıldı.
Önümüzde çok önemli Ukrayna ve Hırvatistan maçları var. Buralarda yaşanacak olasıpuan kayıpları, Türkiye’nin Rusya’da düzenlenecek2018 Dünya Kupası’nı evinden izlemesi anlamına gelebilir. İşte bu kadar önemli maçlar öncesinde böylesine bir aday kadro açıklamak da her babayiğidin harcı değil!
Genel olarak baktığımızda formsuz bir Cenk Gönen’in, performanslarıyla kendi takım taraftarları tarafından bile ağır şekilde eleştirilen Ozan Tufan ve Selçuk İnan’ın bu takımda olmasını çok fazla içime sindiremedim. Bu futbolcuların oynadıkları pozisyonlarda çok daha formda oyuncularımız varken niye bunlar üzerinde ısrar edildiğini anlamak pek mümkün değil.
Geçtiğimiz aylarda gazeteci Bilal Meşe ile yaşadığı tartışma sonrası milli takım kariyerine son veren Arda Turan’ın yeniden çağırılması da üzerinde durulması gereken bir başka konu. Elbette ki tecrübesi ve oyun zekası ile takıma katkısı olacaktır. Ancak bu sezon Barcelona’da henüz kadroya girememişken, maç kondisyonu yokken ve ülkemizde son dönemde spekülasyonlarla adı anılırken ne kadar faydalı olacağı da muammadır. Kendi görüşüm çağırılmasa da olurdu.
Ve yıllar sonra yeniden aday kadroya çağırılan Emre Belözoğlu…
Özellikle son iki sezondur Başakşehir’de gösterdiği performansla şüphesiz kadroya çağırılmayı hak etmiş bir isim Emre. Ancak yok mu bizim başka Emre’lerimiz? Niye eski isimlerde bu kadar çok ısrar ediyoruz? Dünya geneline baktığımızda milli takımları için hayati önem taşıyan futbolcular, gençlerin önünü açmak için erken yaşta emekliliklerini açıklarken(Rakibimiz Hırvatistan’dan DarijoSrna buraya yazılabilecek güzel bir örnek. Israrla milli takıma dönmesi istenirken Srnakabul etmedi) bu tür hareketleri biz niye kendi takımımızda göremiyoruz?
Zihniyet meselesi…
Değişmesi şart olan bir futbol zihniyetimiz var. Bu kafayla gittiğimiz için en son 2002 senesinde katılmıştık Dünya Kupası’na. Yıllardır özlemini çektiğimiz büyük turnuvalarda bir türlü boy gösteremiyoruz. Demem o ki; iyi oynarlarsa başımızın üstünde yerleri var ancak artık formsuz futbolcular, sırf ismi sayesinde o formayı giymeye hak kazananlar, emekliliği gelmiş isimler birilerinin aracılığıyla o formayı giymemeli. Yenilenmeliyiz. Bu yenilenmeyi de bir program çerçevesinde ve işi bilen isimlerle yapmalıyız. Diğer şartlarda bir başarı yakalamamız imkânsız.
Yoksa daha çok övünürüz 2002 yılındaki başarımızla…