Antalya’da turizm insandan önce gelir. Böyle sıkıntılı bir bakış açısı, bilinçaltı vardır kentin. Bir felaket olsa, patlama, çatlama yaşansa, insanlar ölse, “aman turizm etkilenecek” diye dövünmeye başlar birileri. Afetin, felaketin, savaşın, terörün, her tür saldırının Antalya’ya yansıması böyle oluyor; bu açıdan haklı gibi duran bir kaygı bu. Fakat söz konusu endişe, kaygı, hassasiyet insanın önüne geçince sıkıntılı bir kafa yapısı ortaya çıkıyor. Kentte yaşayanları değil de, turistleri ve doğal olarak da onlardan gelecek parayı önceleyen, bunun için kaygılanan bir yüzle karşı karşıya kalıyoruz. Teleferik kazasına, orada ölen, yaralanan insanlara, saatlerce havada asılı kalan kadınlara, çocuklara değil de, bu felaketin turizme vereceği zarara üzülüyor mesela. Kadınlara, çocuklara, insanlara da üzülüyor tabii, haksızlık yapmayalım; fakat turizme, paraya, önümüzdeki sezona endekslenmiş bir üzülme bu. Yani, “Bu insanlar ölmese turizm de ölmez. Böyle felaketler turizmi baltalıyor” kabilinden karışık, karmaşık, karanlık bir ruh hali.


Kirlinin kirlisi bir siyaset

Tabii buradan da siyasete yürünüyor. Böylesi felaketlerin, ihmallerin, kusurların elbette hesabı sorulmalıdır. Hatta en ağır şekilde sorulmalıdır. Buranın güvenliğinden, kontrolünden, tıkır tıkır işlemesinden sorumlu olduğu halde yan gelip yatan kim varsa hesap vermelidir. Fakat ilk taşı da günahsız olan atsın. Soma’nın, Ermenek’in, Amasra’nın hesabını vermeyenler, Çorlu tren kazasında adaleti tıkayanlar, İliç’te işçileri ölüme terk edenler Tünektepe’ye karşı davul çalıyor. Tam bir ‘mal bulmuş Mağribi’ durumu. İnsanların acısı üzerinde tepiniyorlar. Niyet de belli: Tünektepe Teleferiği’ni belediye şirketi ANET işletiyor. ANET’in son genel müdürü Mesut Kocagöz, CHP’nin Kepez adayı oldu ve yüzde 5’lik bir oy farkıyla seçildi. Kepez Belediyesi, tarihinde ilk kez CHP’ye geçti. İlçedeki 20 yıllık AKP iktidarı bitti. Kuyruk acısı henüz çok taze… Sandıkta tokadı yiyenler, bu acı olay üzerinden Mesut Kocagöz’e yürüyüp hesapta onu içeri aldıracaklar. Ve yine hesapta Kepez’e kayyum atanacak. Tünektepe’ye bakıp ellerini ovalıyorlar şimdi. Kirlinin kirlisi bir siyaset…


Bu tezgahı halk iyi biliyor

Türkiye işte böyle yönetilen, böyle siyaset yapılan bir ülke haline geldi. Çapsızın çapsızı, vicdansızın vicdansızı, edepsizin de edepsizi bir siyasetçi tipi türeyip gitti. Acının üzerinde tepindikleri yetmiyor, daha da utanmasalar göbek atacaklar. Bu şuursuz siyaset, soruşturmanın eksiksiz şekilde yürütülmesine, adaletin herkesi tatmin edecek biçimde işlemesine, hukuka, bağımsız yargıya engel oluyor. Sosyal medya üzerinden parmak sallayan, hedef gösteren AKP figürleri yargıyı yönlendiriyor. Bunu emir telakki edecek bir dolu savcı, hakim var artık memlekette. Halkın oylarıyla emekliye çıkardığı tipler, kirli bir rövanş peşinde. Yargının kulağına kar suyu kaçıracak, emir kulu savcı da hemen gereğini yapacak. Bildiğimiz tezgah yani. Akılları da başka bir şeye çalışmıyor. İşleri güçleri antin kuntin…


Ölümden daha acısı yoktur

Yıllar önce Antalya’nın yerel medyası boyasız, eski püskü çöp konteynırlarını çeker ve “Turizm kentine yakışmıyor”, “Turistlere ayıp oluyor” diye yayınlardı. Kent halkına, bu ülkenin insanına, sana-bana değil ha, turiste ayıp oluyor. İyiyi, doğruyu, güzeli bu toprağın insanı için değil, Alman için, Rus için, Amerikalı için, yani turist için isteyen bir medyası vardı memleketin. Eksiği, gediği böyle bir zemine oturtarak anlatıyorlardı. “Turizm kentine yakışmıyor” haberlerini artık pek görmüyoruz. Yeni kuşak gazeteciler kent ve kentli konusunda daha bilinçli, insan merkezli haberciliği önceliyor, trajedinin adresini sormuyor. Evet, turizm hem bu teleferik faciasından, hem de İran-İsrail savaşından kötü etkilenecek. Bölgemizdeki istikrarsızlık turizme yansıyacak ve gelirimiz düşecek. Zaten kötü olan ekonomimiz bir darbe daha alacak. Fakat bunların hiçbiri altı kopan teleferikten düşen insanımızın ölümünden daha trajik değil. Hiçbir siyaset, hiçbir ihale, hiçbir ödenek, hiçbir rezervasyon bunun ötesine geçemez. Acımızın üzerinde tepinmeyin. Bir ölümü fırsata çevirmek için yırtınmayın kenarda, köşede. Halkla oyun olmaz.