Siyasetçiler enerjisini başkanlık sistemi için tüketirken vatandaş da enerjisini, gırtlağına kadar gelmiş borç batağından kurtulmak , dolarla raks ve terör endişesiyle mücadele etmekle harcıyor.
Siyasetten maddi manevi beslenen partilileri bir kenara bırakın, Meclisteki kavga gürültü sokaktaki vatandaşın derdi değil.
İster vatan millet aşkıyla yumruklaş,
istersen kendini kürsüye kelepçele,
hatta saç saça baş başa kavga et, ısır, kopart umurunda değil.
O yarın ödeyeceği çeki, seneti, kirayı,taksitlerini,
Doların zıplamasıyla artan girdilerini, banka kredilerini nasıl ödeyeceğini düşünüyor.
Yapılandırılmış taksitlerin üç ay ötelenmesi sicil affı müjdesi de rahatlatmadı vatandaşı!
.....
15 gündür devam eden Anayasa değişikliği oylamalarının ardından Türkiye parlamenter sistemi geride bırakarak Türk tipi başkanlık sistemine geçiyor.
Bu geçişin sonucunda milletin vereceği karar belirleyici olacak.
Bu gün yarın ülke bir seçim atmosferinin içine girecek. Partiler 'Evet'/'Hayır' için meydanlara inecek.


Yani hem terör hem de ekonomik yönden endişeli bir milletin gündemine bir de referandum girecek.
Cumhurbaşkanı meydanlara inecek.Vatandaşa başkanlık sistemini anlatarak 'Evet' oyu vermelerini isteyecek.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu sokakta 'Hayır' oyu isteyecek.
Zaman iyi bir zaman değil.
Günlerdir mecliste birbirleriyle yumruklaşan milletvekilleri kendi taraftarlarına umarım kötü örnek olmamışlardır.
Eğer verilen mesaj Evet için yumruklarımızı,
Hayır oyu için tekmelerimizi konuşturacağız olarak algılanırsa sokaklarda insanlar birbirinin kafasını kırar.
Keşke meclis daha aklıselim davranabilseydi.
Ekonomik krizden bunalmış vatandaşın umarım öfkesine yenilmez ve bu süreci sağduyusuyla atlatır.
Bırakın, siyasiler neden 'evet' ,
neden 'Hayır' diyeceğimizi anlatsınlar.
Biz de aklımız kullanarak kararımızı verelim.
Yumruklarımızı yada tekmelerimizi kullanarak değil....