Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü nedeniyle emeklilerin gözü iki dudak arasından çıkacak bayram ikramiyesinin kaç lira olacağına bakıyor ki şahsen bu beni üzüyor. Herkes rakamlara odaklanmış, kaç lira olacak 2 bin mi 5 bin lira mı? Bunu bir lütuf olarak kabul etmek ağırıma gidiyor. Cumhuriyeti Atatürk’ün bu millete bıraktığı en büyük miras olarak gördüğüm için bu üzüntüm. Bu mirasa ne kadar sahip çıktık?

Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın dostlarından, ‘Akıl defteri’ Mazhar Müfit Bey’e (Mazhar Müfit Kansu) neler yapacağını ve yaşadığı günlük olayları not tutturduğunu yazar tarihçiler. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığı ve Kurtuluş Savaşı ateşini yaktığı günden 3 ay sonra, Mazhar Müfit’e şöyle der:

Not et! 7-8 Temmuz 1919, Erzurum, sabaha karşı. Bir; zaferden sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır. İki; Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır. Üç; Örtünmek kalkacaktır. Fes kaldırılacak, şapka giyilecektir’
Mazhar Müfit Bey’in elindeki kalem düşer!
Atatürk sorar: ‘Niye durakladın?’


‘Darılma ama paşam, sizin hayal peşinde koşan taraflarınız var!’
Atatürk devam eder: “Bunu zaman gösterir, sen yaz!”
Beşinci maddeye gelince, Mazhar Müfit Bey, yatmak için izin ister, çünkü bu madde ‘Latin harfleri kabul edilecek’ diye başlar.
Mazhar Müfit Bey’in tahammülü kalmamıştır, gün de ağarmıştır, müsaade ister, yatmaya çıkar, içinden ‘Şu bizim paşa amma da hayalperest’ diye geçirir.
Aradan yıllar geçer, Mustafa Kemal Atatürk’ün o gece Mazhar Müfit’e not ettirdiği maddelerin hemen hepsi gerçekleşir. Kurtuluş Savaşı zaferle tamamlanır. Cumhuriyet ilan olunur. Hilafet kaldırılır. Şapka ve Kıyafet Kanunu yürürlüğe girer.

Şapka devrimini de açıklayan Atatürk, Kastamonu’dan dönmektedir.

Mazhar Müfit de kafileyi seyretmektedir. Birden öyle bir şeye şahit olur ki Mazhar Müfit gözlerine inanamaz. Atatürk’ün yanında oturan Diyanet İşleri Başkanı’nın başında şapka vardır. Mazhar Müfit bunu hayretle izlerken Atatürk, otomobilini yavaşlatır ve Mazhar Müfit’e seslenir, yanına çağırır:

O’na şöyle der:
‘Azizim Mazhar Bey, notlarına bakıyor musun, kaçıncı maddedeyiz?’

***

Küba Lideri Fidel Castro’ya sormuşlar;

‘Siz bu ülkenin (Küba) kurucu liderisiniz. Normal olarak sokaklarda sizin heykellerinizin olması gerekir. Üstelik bunca sosyalist önderler dururken siz sadece Mustafa Kemal’in heykeline izin verdiniz?’ Castro’nun cevabı şu olmuş; ‘Bizler daha çok devlet adamıyız. O ise bir kahraman. Sokaklara devleti yönetenler değil, Kahramanlar yakışır’

Fidel Castro yıllar sonra Türkiye’ye gelince yine benzer sorularla karşılaşır. Cumhuriyet kazanımları gördüğü için bu kez yanıtı şu olur: ‘Her şeyi anladım da bunca güçlülüğü ve değişimi nasıl başardı hafızam almıyor’

***

Cumhuriyet’in ikinci 100 yılına girerken Mustafa Kemal Atatürk’ün sağladığı Cumhuriyet kazanımlarını sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım.