Bugün 2024’ün son günü… Yarın yeni bir yıla uyanacağız. Aslında bizim yarattığımız bir zaman algısı bu. Uzayda bir karşılığı yok. Diğer takvimlerin de yok tabii. Fakat adettendir; yeni yıla ilişkin iyi dileklerde bulunulur, umut yüklü mesajlar verilir. Umut bizim ekmeğimiz zaten. Onsuz olmuyor. Kötümser konuşmak da bize yakışmaz. O vakit, yeni yılda bütün dostlarımıza, arkadaşlarımıza, çevremize, okuyucumuza, elimizin eriştiği, sesimizin yetiştiği, zihnimizin buluştuğu herkese mutluluklar dileyelim. Ben de bundan istifade birkaç gün tatil yapacağım. Önümüzdeki Pazartesi gününe kadar yazı mazı yok.
ÇÖPLÜĞE DÖNEN TARİHİ MİRAS
Yılbaşı havası bir yana, birikmiş mevzular var. Niyetimiz onları yazmaktı, fakat yeni yıl öne geçti. Biz yine de sesimizi duyurmaya çalışalım. Aksu’da Karaçallı diye bir yer var. Bilen bilir. Perge antik kentinin taş ocağıdır burası. Aynı zamanda antik bir mezarlık. Bu alanda bulunan eserlerin bir bölümü, Antalya Müzesi’nde sergileniyor. Son derece nitelikli seramikler, gözyaşı kapları. İşte bu Karaçallı son yıllarda çöplüğe döndü. Kamyon dolusu hafriyat, çöp, inşaat artığı atılıyor antik alana. Birinci derece sit alanı hesapta... Fakat koruyan yok. Üç beş gönüllü koşuyor bu işlerin peşinde. Etkililer, yetkililer kulağının üstüne yatıyor.
DEVLET KUM MESAİSİ YAPIYOR
Böyle şeyler Aksu taraflarında çok olmaya başladı. Magydos-Perge arası antik yola yığılan kumları gündeme getirmiştik geçenlerde. Ülke gündemine taşındı mesele. Bölgeye heyetler, müfettişler, uzmanlar gönderildi, raporlar tutuldu, yazılar yazıldı. Kum şantiyesinin verdiği zarar tespit edildi. Öyle bir zarar ki; temizlenmesi iki ay sürüyor. İki ay çalışılarak kumlar kaldırılacak ve asıl zarar ziyan o zaman görülecek. Çalışmanın ne durumda olduğuna bakmak için bölgeye giden Ümit Işın, geçerken Karaçallı’ya da uğruyor. Karşılaştığı manzara az önce anlattığım çöplük. Ümit Işın tesadüfen gitmese, haberimiz bile olmayacak bu rezaletten.
PERGE KÖPRÜSÜ YIKILIP GİTTİ
Rezalet bitmedi. Dahası da var. Perge Köprüsü’nü kaybettik. Göz göre göre gitti tarihi köprü. Kaç defa haber oldu, fotoğraflandı ama kimsenin gıkı çıkmadı. Deniz Kaplan duyurdu köprüyü kaybettiğimizi. Perge’nin kuzeyinden geçen Kalabaklı Deresi üzerinde, Yurtpınar’ı İhsaniye’ye bağlayan kavşakta duruyordu bu köprü. Halk arasında İskender Köprüsü diye bilinen tarihi köprü yakın tarihe kadar traktör geçişleri için filan kullanıldı. O kadar sağlam durumdaydı yani. Üzerine demir döşenip beton döküldü. Hem üzerinden geçen traktörlere, hem de beton yüküne dayanamayan yapının kemerleri zamanla yıkıldı. Aslında Aksu Belediyesi da az ötesine yeni bir köprü inşa etti. Bu sayede tarihi köprü artık kurtuldu diyecektik ki, iyice çöktüğünü öğrendik.
UMARIM BU YIL UYANIRSINIZ!
Durduk yerde çökmedi tabii bu köprü. Başına gelenleri anlattım. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Kalabaklı Deresi üzerinde uygulanan yanlış ıslah çalışmasının kurbanı oldu. Son sağanak yağışlarda sel suları tarihi köprüyü alıp götürdü. Köprünün dili yok ki, anlatsın. Attığı sessiz çığlıkları duyan olmadı. Fakat henüz ayaktayken yapılan haberler de kimseyi harekete geçirmedi. Aksu’da, Perge Antik Kenti çevresinde yaşanan bu yağma, vurdumduymazlık, ihmal zinciri dikkat çekici. Altında üst üste birikmiş bir dolu hesap yatıyor muhtemelen. En başa dönerek bitirelim yazımızı. Yıllardır uyuyan devlet erkanı, umarım yeni yılda artık uyanır. Günaydın yetmiyor; ‘yılaydın’ diyelim birilerine.