Sevgili olmak değildir yalnızca. Yalnızca sevmek değildir denizci sevgilisi olmak. Yalnızca değer vermek değildir. Çoğu kez tek başına bir ilişki yaşamaktır denizci sevgilisi olmak. Onun sizi sevdiğini bilerek ama onun yokluğunda anılarınızı zihninizde canlandırarak yürütürsünüz ilişkinizi. O canlandırmalarda “ahh keşke şöyle yapsaydım, şunu demeseydim, öyle yapmasaydım”larınız olur. Zamanınızı iyi değerlendiremediğiniz kesitlerine ahlayıp vahlarsınız. Çünkü beklemek artık çok acı vermektedir size.
Denizci sevgilisiyseniz çift kişilik güçlü olmanız gerekmektedir. Siz yalnızca onu delicesine özlerken sevdiğiniz adam geride bıraktığı onlarca insanı özler ve bir de zor koşullar altında çalışmaktadır. Onun geride gözü yaşlı bir kadına değil ona daima destek olacak bir kadına ihtiyacı vardır ve siz bunun farkına erken varmazsanız hayatı ikiniz için de cehenneme çevirirsiniz.
Denizci sevgilisi olmak “derviş sabrı” tabirine komşu yaşamaktır. Hayal kırıklıklarını, zamansız engelleri ya da planların suya düşüşlerini kabul etmektir. Kontrat sürelerinin bitimine kadar sabrın en üst mertebesinde bulunmanız gerekmektedir.
Denizci sevgilisi olmak özlemek kavramını iliklerine kadar yaşamaktır. O adamla tanışana kadar kurduğunuz özledim cümlelerinin ve özlediğinizi zannettiğiniz şeylerin aslında çok da basit şeyler olduğunu bilirsiniz. Denizci sevgilisi olarak “özlemek” nedir onu çok iyi öğrenirsiniz.

Ama hayattaki en güzel duygulardan birisidir denizci sevgilisi olmak. Çevrenizdekilerin “her limanda bir sevgili” imalarına kulaklarınızı tıkar kimi zaman sessizce kimi zamanda bağıra bağıra “onların her limanda bir sevgilisi yok binlerce limanı olan tek bir sevdaları var” diyip kendinizi bu mertebeye layık gördüğü için Allah’a sonsuz şükredersiniz. Bilirsiniz ki onca özleme, onca engele rağmen “gerçek” bir sevgi yaşamaktasınızdır. Sevginiz sayısız engelden geçmektedir. O adam bindiği gemide dünyayı dolaşırken gemici düğümüyle de sizin beklediğiniz limana bağlıdır aslında. Sizin için mesafelerin önemi yoktur. En iyi siz bilirsiniz bunu, mesafeleri hiçe sayarak kaburganızın içinde hissedersiniz o adamı. Çünkü; denizciler öyledir. Sesiyle de sarılabilirler sevdiklerine. Onların uzaklarda düşündüğü tek şey sizlersinizdir. Sevginiz onları ayakta tutarken size kavuşma umudu da onları sabretmeye yöneltir.
En güzel sevdadır denizciye sevdalanmak. Diğer sevdalar size sığ gelir o andan sonra. Siz okyanusların hırçın dalgaları arasında alabora olmayı hissederek ama el ele direnmektesinizdir o sulara. Elinizi ne kadar sıkı tutarsanız o kadar rahat aşacaksınızdır engelleri ki çoğu zaman öyle olur. Hassas yüreklidir denizciler. Sizleri gönül tahtlarına oturturken görünmez ama çok da sağlam bir bağla bağlanarak ayrılırlar yanınızdan. “Bu mesleği çıkaranın derdi neymiş” der yakınırlar ama her seferinde de sizin için daha çok gayret göstermeleri gerektiklerini bilip sabrederek giderler o seferlere.
Bir kadına verilmiş en güzel hediyelerden biridir bir denizcinin yüreğinde olmak;
Size olan sevdası sonu olmayan denizler gibi dipsiz, uçsuz bucaksızsa hele …
Gittiği her limanda sizi satırlarına akıtıyorsa,
Her fırsatta telefona koşup “sesini duymak istedim” diyerek sarılıyorsa ruhunuza o özlem dolu buruk sesi,
“Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi hatun” diye arıyorsa gecenin bir yarısı …
Allah’a şükredin ki sizi böyle bir mertebeye layık görmüş. Belki çok özlersiniz, sabrınız sınıra dayanır ama hiç unutmamalısınız ki siz dünyanın en şanslı insanlarısınız.
Kaynak: www.yatdukkani.com