* * *
Televizyon kanallarının ana haber bültenleri domates, biber, patlıcan diye başlıyor. Uçan etiketlerle mücadele reçeteleri aranıyor. Pırasalar, marullar, kabaklar Meclis kürsüsüne geliyor. Ve de ekonomi, siyasetin sıcak başlığı olma özelliğini koruyor. Nasıl olmasın ki, bir türlü yakamızı bırakmayan enflasyon belası, sebze meyve fiyatlarını fena vurdu. Vatandaşın alım gücünü çökertti.
* * *
Ama Ankara, gıda enflasyonunu düşürmek, sebze meyve fiyatlarına ayar çekmek için formülü buldu. Bir türlü fiyatı düşmeyen sebze-meyve ile mücadelenin reçetesini 'Tanzim Satış Mağazaları' diye açıkladı. Anında da uygulamaya başlandı. Öncelik Ankara ve İstanbul oldu ve mobil tanzim satış noktalarında satışlar başladı. Da, peki Antalya ve diğer iller ne zaman tanışacak tanzim satış ile? Antalya üreten bir bölge ama gel gör ki, sebze meyve fiyatlarına bakıldığında hiç de öyle görünmüyor.
* * *
Gıda enflasyonuna ayar çekmek için devreye sokulan tanzim satış mağazaları, 40 yıl kadar önce ilk kez İzmir'de başlamıştı. Sonrasında kapandı mı ne oldu hatırlamıyorum. Kentin farklı semtlerindeki bu satış yerlerinde, sebzesinden meyvesinden tutun da bakliyatına, yağına, tuzuna kadar tüm gıda ürünleri piyasa fiyatının altında satılırdı. Adına da yanlış hatırlamıyorsam Tansaş derdik. 'Nereye gidiyorsun, Tansaş'a alışverişe'.
* * *
Tanzim satışlarda belediyeler, ürünü doğrudan üreticiden alıp, tüketiciye satıyor maliyetine. Prensip bu. Hal böyle olunca da fiyatlar düşüyor tabii. Yani aradaki halcisi, komisyoncusu kaldırılıyor. Ancak sisteme, pazarcı sesini yükseltti 'Haksız rekabet' diye. Komisyoncusu maliyetten dem vurdu 'Mazota fiyat indirimi gelsin' diye.
Peki, üreticiden halka prensibi ile hizmete giren tanzim satış yerleri, çözüm olur mu, kalıcı olur mu? Tanzim satış, fiyatlarda kalıcı düşüş sağlar mı? Bekleyip görelim.
