Hayırlısıyla emeklinin maaş farkları da ödendi, en düşük emekli aylığı 12 bin 500 TL oldu. Hani zamlı aylıklar, Temmuz'a yetişmemişti de Ağustos'a kalmıştı ya. Eh, 2 bin 500 liralık farklar çekildi, bu ay aylıklar da arttı cepte bayram! Ama sadece dört milyon emeklinin aylığı 12 bin 500 lira oldu. Geri kalan bir milyon 799 emekli, kök maaş bilmecesi nedeniyle farktan faydalanamadı. Nedenleri ile ilgili epey hesap kitap yapıldı yok kök maaş dendi, yok prim günü falan derken konu pehlivan tefrikasına dönmüştü. Bu arada, hatırlıyoruz da 2024 yılı Emekli Yılı ilan edilmişti öyle değil mi?

***

Neyse emeklinin sinir uçlarına daha fazla dokunmadan konu başlığını değiştirelim. Ne de olsa bugün haftanın son iş günü. Az biraz yumuşak geçişler yapalım ve sözü dünya tıp biliminin iddiasına getirelim. Bilim insanları 60-65 yaş aralığını artık yaşlı kabul etmiyor ve orta yaş olarak görüyormuş. Nedeni de ortalama insan ömrünün uzuyor olması imiş. Bu bir varsayım değil, dünya tıp biliminin araştırma sonucu. Gelecekte falan da değil, yaşadığımız teknoloji çağında 50'lik çıtırları, 65'lik delikanlıları görmüyor da değiliz hani. Hadi bakalım konunun ucu yine emekliye dokundu. Neden mi? Hani, 2024 sonu itibariyle kadınlarda 58 olan emeklilik yaşı 60'a, erkeklerde ise 65'e yükseltilmesi görüşülüyordu ya.

***

Teknoloji çağındayız ve teknolojinin hızına yetişmek mümkün değil. İşin içine tıp, estetik falan da girince etrafta yaşlı vücut olmaz elbette. Ayrıca bilim insanları, 65 yaşın artık yaşlı kabul edilmemesi gerektiğini söylüyorsa. Gerekeni yaparsınız, yapmazsınız durum buymuş. Peki, ömür ne kadar uzamış, daha ne kadar uzayacakmış? Bu havadis pek çok deli soruyu da beraberinde getiriyor. Mesela 65 yaş nasıl ‘orta yaş' oldu gibi. Eski köye yeni adet misali soru soruya gebe! Ama işin içine bilim girip ezber bozduruyorsa.

***

Konu uzayan ömür olunca meraklandım. Acaba bizim jenerasyon da bu kategoriye giriyor mu, herkesin mi ömrü uzuyor diye inceledim. İyi haber, herkesin ömrü öyle ya da böyle uzuyormuş. Kötü haber ise sadece kendine bakanlar bu uzun ömrü keyifli yaşıyormuş. Yani stresli yaşam yok (tam bize göre), kötü alışkanlıklar, kötü beslenme, hareketsizlik, obezite falan sıralama devam edip gidiyor. Yine bilim insanlarına göre, bir sonraki jenerasyon için 100'üncü doğum yılını kutlamak hiç de öyle olağanüstü olmayacakmış. Haydi buyur. Peki, bu ömrün uzama nedenleri neymiş? İşte yanıtı, çağın getirdiği yeni tedavi yöntemleri, teknolojik gelişmeler, sağlık hizmetleri ile ilgili bilgilere erişimin kolaylaşması gibi etkenler. Bunların yanı sıra yaşlanmayı geciktirmek için yapılan çalışmalar da önemli gelişmeler arasındaymış. Zaten estetisyenler sayesinde günümüzde yaşlı insan kaldı mı? Millet zamana ve yer çekimine meydan okur olmuş, yaşlanmak kavramı deseniz iğdiş. Sağlıklı hafta sonları dileğiyle.