Ligin ilk maçları her zaman zordur.

Hem sahadaki oyuncular için zordur, hem de TV başında karşılaşmaları izleyenler için.

O yüzden sezonun ilk 6 haftası bana keyif vermez.

Çünkü takımlar tam anlamıyla gerek fizik anlamında gerekse mental olarak lige hazır halde değildir.

Sahada genelde fazla pozisyon olmayan, faul sayısı fazla, topun çok fazla oyunda olmadığı, genelde takımların gol yememek için 90 dakikayı bitirmeyi amaçladığı, duran toplarla gol aranılan maçlar izlenir.

Genelde takımların oyunu 6. Haftadan itibaren oturmaya, fizik güçleri gelişmeye ve daha fazla göze hoş gelen futbol oynanmaya başlar.

Dün de seyir zevki yüksek bir karşılaşma izlediğimizi söyleyemeyiz.

Ancak her iki takımı kıyasladığımızda kalitenin ağır bastığını ve oyuncu kalitesi yüksek olan takımın sahadan galibiyet ile ayrıldığını net bir şekilde söyleyebiliriz.

Antalyaspor oyuncu kalitesi olarak Gençlerbirliği'nden daha iyi bir takım.

Kaliteli ayaklara sahipseniz, bu tarz maçları kazanmanız çok daha kolay olabiliyor.

İşte dün de bu kalite ön plana çıktı.

Eksiklerimiz yok mu?

Çok fazla var.

İlerleyen haftalarda daha etkili bir Antalyaspor izleyeceğimizi düşünüyorum.

Diğer yandan İstanbul'da düzenlenen turnuvada izlediğimiz Antalyaspor'dan daha farklı bir takım izlediğimizi söyleyelim.

Çünkü o turnuvada hoca çift forvet denemişti.

Dün ise sahaya alışık olduğumuz 11'i izledik.

Belki yeni transferlerin yedek kulübesinde oturması, taraftarların bu konuda eleştirmesine neden olmuş olabilir.

Ama hoca bence doğru olanı yaptı.

Risk almadı, maceraya girmedi.

Antalyaspor'un geçtiğimiz yıldan kalan bir oyunu, oyun disiplini ve teknik, taktik anlayışı var.

Hoca, sahaya ne yapması gerektiğini bilen, birbirini tanıyan oyuncular ile çıkmayı tercih etti ve sonunda da sahadan galibiyet ile ayrılmayı başardı.

Tebrikler…