Finike’de yaşayan emekli akademisyen Aziz Şenel, portakalda taban fiyat belirlendiğini duyurdu. Finike Meyve Üreticileri Tarımsal Birliği, yıllar sonra portakala taban fiyat belirleyerek bir ilke imza attı. Coğrafi işaret belgeli Finike portakalının taban fiyatı kilo başına 13- 16 TL aralığında… Fiyatı bugüne kadar tüccarlar belirliyor, üretici ise maliyetin tüm ağırlığına rağmen bu tüccarların alım fiyatını kabullenmek durumunda kalıyordu.

AĞAÇLAR SÖKÜLÜYORDU
Aziz Şenel hocamız anlatıyor: “Geçtiğimiz sezon 5 ila 5.50 TL aralığında maliyet varken, tüccarlar bölgemizden 2 TL’ye kadar düşürdükleri fiyattan portakal aldı, bu ise çoğu üreticinin üretimden vazgeçip portakal ağaçlarını sökmesine kadar varan sonuçlar doğurdu. Bu durumu izleyen Meyve Üreticileri Tarımsal Birliği bu sezon konuya el atma gereğini hissetti. 2024- 2025 sezonu için portakalda taban fiyat 13-16 TL aralığında belirlendi. Böylece üreticinin mağduriyetinin önüne geçmeyi planladı”.

ÜRETİCİ TAVİZ VERMEMELİ
Taban fiyat belirlenirken Adana, Mersin, Aydın bölgelerindeki fiyatların da göz önüne alındığını söyleyen Şenel, “Birlik yönetiminin belirlemiş olduğu bu taban fiyattan üreticilerimizin taviz vermemesini bekliyoruz” diyor. Aziz Şenel hocamız bekliyor, fakat üreticinin matematiği başka. Hasan Akay mesela bambaşka bir hesap çıkarıyor: “14 dönüm portakal bahçemde 60 ton portakalım var. Kilogram maliyeti 5.25… 10 liraya portakal satarsak kiloda 4.75 TL para kazanırım. Toplamda da 285 bin TL para kazanacağım, Allah bereket versin. Fakat portakal ağaçlarını kesip, 14 dönüm araziyi kiraya versem, dönümü 25 binden 350 bin TL kira getirisi olacak. Hem portakal para etti, etmedi derdi yok. Sel oldu, dolu vurdu, tüccar parayı ödemedi derdi de yok. Eğer kendin bir şey yapamıyorsan ver kiraya, gelecek paraya bak”. İşin gerçeği de bu. Fakat insanımız bu matematiğe rağmen üretmeye, soframıza portakal koymaya devam ediyor.

Batığımıza dokunma!

Artık sualtı arkeolojisi de gündem olmaya başladı. Kaş’taki Besmi Adası açıklarında tespit edilen gemi batığının kazılacak olması çevrecileri harekete geçirdi. Kaş halkı bu konularda son derece duyarlıdır. Çevreye zarar veren, doğayı talan etmeye kalkan çok sayıda projeyi engellediler. Fakat biri bitiyor, diğeri başlıyor. Acayip yorucu bir mücadele… Antalya’nın bu cennet köşesindeki çevre krizi o kadar büyük ki iki tane çevreci dernek zor baş ediyor.

BESMİ BATIĞI KAZILACAK
İşte bu çevreci camia, doğa dostu vatandaşlar, Kaş aşığı insanlar şimdi de Besmi Batığı yüzünden ayakta. Söylendiğine göre batıktan çıkarılacak tarihi eserler, Kemer’de açılması planlanan sualtı arkeoloji müzesine taşınacak. Antalya kıyılarında bir süredir, daha yapımına bile başlanmayan bu müzede sergilemek için eser aranıyor. Çok sayıda batığa dalındı ve yüzeydeki eserlerden bir kısmı toplandı. Dalış turizminin Kaş ve çevresi için büyük bir öneme sahip olduğunu hatırlatan çevre örgütleri, sualtındaki doğal ve tarihi yapının olduğu gibi korunmasını istiyor. Yani sadece dağımıza, taşımıza, kıyılarımıza, ormanlarımıza, topraklarımıza, havamıza, suyumuza, denizimize değil, o denizin içindeki tarihe de, doğaya da dokunma diyor insanlar. Dokunma!