Hadim'de bahçedeyiz yine bir kiraz mevsiminde.
Bir sigara yaktı.
Önce Amcam Hikmet Uysal (1-7-1925 / 17-12-2017) hakkında kısa bir bilgi:
1940'lı yıllar... Konya Ereğli'nin İvriz Köyü yakınlarında arazide bir okul açılır ve adına 'İvriz Köy Enstitüsü' derler.
Toroslarda, Hadim'in Aşağıhadim Köyü'nde yaşayan Hikmet de duyar okulun açıldığını. Köy çocukları içindir bu okullar... Artık İvriz'dedir diğer çocuklarla birlikte. Yeni bir eğitim ordusu yetişecektir Köy Enstitülerinden...
Aşağıhadimli Hikmet Uysal, İvriz'den sonra okulun sağlık bölümüne girer ve sağlık memuru olarak belgesini alır. Uzun süre köylerde, kentlerde çalıştıktan sonra zamanı gelince emekli olur. Ve Aralık 2017'de Konya'da bir hastane odasında 93 yaşındayken 'Güzelim dünya elveda ve merhaba kainat' diyerek ayrılır bu dünyadan...
Sigarasından bir nefes çekti. Defterimi açtım, kurşun kalemimi çıkardım ve 'Hele Amca, yazdığın şu 'Ağlayan Ardıç' şiirinin hikayesini anlatır mısın?' dedim...
O güne dek bildiğimiz tek şiir yazdığı idi. Geçenlerde, ABD'nin Seatle kentinde yaşayan oğlu Erdem, Hadim'de Semiyha ablasının dosyalarının arasında yeni bir şiiriyle daha karşılaştığını söyledi...
Amcam sigarasından bir nefes daha çekti ve başladı anlatmaya:
'Günlerden bir gün öğretmenimiz sınıfı kırlara götürdü. Hepimiz köy çocuğuyuz, davar sürüsü gibi dağıldık yamaç araziye. Kepirin üzerinde bir ardıç ağacı gördüm. Cebimden kurşun kalemimi ve küçük defterimi çıkardım ve yazmaya başladım.
Sonra okula dönünce öğretmenime gösterdim. Çok beğenmişti... Başka şiir denemelerim de oldu ama yaşayan tek yaşlı ardıç kaldı.'
AĞLAYAN ARDIÇ
Yüksek bir kepirin üstündesin sen
Dalların kurumuş kocaman ardıç
İhtiyar değilim gencim ben desen
Kuşlar da konmuyor dalına ardıç.
Hiç yaprağın yok ki ciğerin olsa
Hicranlı kainat sararsa solsa
Göğün fırtınası esse kudursa
İhtiyar olsan da yıkamaz ardıç.
Göğsünü germişsin seher yeline
Üstünde derenin coşkun seline
Bir odun olmuşsun yaşlı evine
Dedemden daha çok yaşlısın ardıç.
Senden ilham aldım geldim yanına
Oturdum mukaddes kuru dalına
Kepirin üstünde yüce şanına
Masum Hikmet'ini kabul et ardıç.
* * *
Gün ışığına yeni çıkan şiiri...
Münzevi ruhumda bir acı keder,
Acılar toplanır beni şad eder,
Dünyada var ise bende bir kader,
Bakarım sılaya görünmez dağlar
Söylenmeyin bana gözlerim ağlar.
Gökteki kuşlarla selam gönderdim
Şu yaslı ruhuma dokunman dedim
Anama babama selamlar edin.
Bakarım sılaya görünmez dağlar
Söylenmeyin bana gözlerim ağlar.
Bir gurbet havası eser içimde
Geçmiş günleri söyler dilimde
Hayatım kalmadı gurbet elinde.
Gönlümün içinde bir acı keder
Bu gurbet elinde kaldım derbeder.
Şiirin altındaki tarih: 25.3.1945
* * *
Yazımı, 2018 yılında Tarihçi Sinan Meydan'ın Sözcü'deki makalesinden defterime not ettiğim bir alıntıyla noktalıyorum:
'Köy Enstitüleri kapatıldığından beri Cumhuriyetimiz sabah güneşinden mahrum. Bu karanlık ondan be kardeşim.'
* * *
Fotoğraf: Erdem Uysal... Amcam, Hadim dağlarında bir yaşlı ardıç ağacının yanında.