Yaşam süremiz hiçbir dönemde bu kadar uzun olmamıştı. Genel yaşam beklentisinde daima doğum yılına bağlı hesaplama yapılır. Türkiye’de bugün doğan erkeklerin beklenen yaşam süresi 71,8 yıl; kadınların 78,1 yıl olarak hesaplanmıştır (Statistisches Bundesamt 2015, s.3).
Eğer kaza veya hastalık geçirmeden 60 yaşına eriştiyse, o zaman erkek “başarılılar” arasında yer almaktadır. Artık doğumda beklenen yaşam süresinin yerine “geriye kalan süre” dikkate alınmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ne yazık ki sadece doğumda beklenen yaşam süreleriyle ilgili bilgi vermektedir. Bu yüzden uluslararası nüfus istatistiklerine bakmakla yetinmek zorundayız. Her ne kadar ülkemizdeki 60 yaşındaki erkeklerin geriye kalan ortalama yaşam süresi hakkında bir bilgi iletmeseler de en azından bir tahmine erişme şansını sunmaktadırlar. Örneğin Almanya’da 2002 yılında doğumda erkeğin beklenen yaşam süresi 75,5 yıl iken, aynı yıl 60 yaşına erişen bir erkeğin beklenen yaşı göre 79,8 yıldır (Gasser, Battegay ve Elke, 2005, 11).
Türkiye’de 1960-2002 yılları arasında yaşam süresinin uzadığını gösteren kanıtlardan biri 60 yaş ve üzeri nüfusun %57, ama 80 yaş ve üzeri nüfusun %266 artış göstermiş olmasıdır. Bu sevindirici olmakla birlikte erkeklerin yaşam süresinin uzamasından elde ettiği kazanç kadınlardan azdır. “Endüstri ülkelerinde kadınlar erkeklerden ortalama 7 yıl daha fazla yaşarken, Türkiye bu sadece 2 yıldır.” (Tufan 2007, s.37). Hatta birçok ülkede erkeklerin yaşam süresi bakımından dezavantajlarının çoğaldığı gözlemlenmiştir. Cinsiyetler arasındaki bu farkın izleri takip edildiğinde erkeklerin yaşam süresinin kadından daha kısa olmasının bazı sebepleri ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar tabiatta bütün canlı türlerinde dişiler ortalama olarak daha uzun yaşıyor olsa da (Sieber, 2006), insanda buna başka faktörler de eklenmektedir.
Kadınlara göre erkeklerde kalp krizi ve diğer damar hastalıklarına daha sık rastlanmaktadır; daha sık kansere yakalanmaktadırlar, daha sık kaza geçirmektedirler ve daha sık intihar etmektedirler. Her ne kadar kalp-damar-hastalıkları erkek ve kadınlarda en sık görülen ölüm sebebi olsa bile, erkekler bu hastalıklara daha genç yaşta yakalanmaktadır. “Erkekler daha sağlıksız yaşamakta, daha çok sigara içmekte ve beslenmelerine daha az özen göstermektedirler” (Gasser, Battegay ve Elke, 2005, 11-12).
Türkiye’de bütün bunlara başka faktörler de ekleniyor; mesela terör kurbanlarının çoğunu erkekler oluşturuyor. Çoğu polis ve asker. Öte yandan erkeklerimizin ölüm sebeplerinden biri de “trafik canavarı”. Bu “canavarın” cinsiyetini gören olmadı ama tahminler erkeğin üzerinde yoğunlaşıyor.
Eski bayramları hatırlayan yaşlılar bugün bayram denildiğinde her ihtimale karşı evden dışarı çıkmamaya çalışıyor. Bayramlarımız da trafik canavarına teslim oldu. Direksiyonun başına geçen erkekler kendilerini pilot zannediyor. Hepsi değil ama normalin üzerinde olan sayıları sadece kendilerini değil, daha birçok insanı da ölümle tanıştırıyor. Sadece trafik canavarını yok etsek hem erkeğin hem kadının yaşam süresine biraz daha süre eklemek mümkün olacak.
Kaynakça
Gasser, T., Battegay, E., & Elke, B. (2005). Besser durch die besten Jahre . Wiesbaden: Medical Tribune .
Sieber, C. (2006). Medizinische Alternstheorien. W. D. Oswald, U. Lehr, C. Sieber, & J. Kornhuber içinde, Gerontologie - Medizinische, psychologische und sozialwissenschaftliche Grundbegriffe (3.Aufl. b., s. 26-31). Stuttgart: Kohlhammer.
Statistisches Bundesamt . (2015). Türkei: Satistische Länderprofile – G20 Industrie- und Schwellenländer. Ausgabe 2015. Wiesbaden: Statistisches Bundesamt.
Tufan, İ. (2007). Birinci Türkiye Yaşlılık Raporu. Antalya: GeroYay.