Referandumun sonucu ne olursa olsun bazı gerçeklerin artık CHP’li seçmen tarafından hatırlanması lazım. Başarıya susamış olan CHP’li seçmen yedi seçimdir süregelen başarısızlığının sebeplerini masaya yatırıp tarafsız CHP kendisiyle yüzleşmeli ve cesur bir analiz yapmalıdır.
Referandum sürecinde parti yönetimindeki aksaklıklar, becerisizlikler ve acemilikler su yüzüne çıktı ve ilk defa olmuyor. Art arda kaybedilen seçimlerde de bunlara şahit olduk. Mesela Ekmeleddin Bey’in cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi Kılıçdaroğlu’nun en büyük hatalarından biriydi. Orijinali varken kopyasını niçin seçeyim diyen CHP’liler bile AKP’nin adayına oyunu verdi. Eğer o zaman doğru bir tercih yapılmış olsaydı, belki de bugün bu referandum olmayacaktı. O zaman MHP’nin adayını kendi adayı olarak kabul eden Kılıçdaroğlu’na referandumda en büyük kazığı MHP lideri Bahçeli attı. O zamanki uyarılara kulaklarını tıkayan ve MHP ile aynı kulvarda yürümeyi iyi bir strateji sayan Kılıçdaroğlu en büyük dersi referandumda almış oldu.
Geçmişin hatalarından öğrenmesi lazım. Referandum CHP için iyi bir “öğretmen” oldu. Bunun ötesinde yok olup gitti zannedilen eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın küllerinden yeniden doğuşunu gördük. Siyasi bilgi ve tecrübesini referandum sürecinde açık ve net biçimde ortaya koyan Sayın Baykal’ın topluma ilettiği olumlu, birleştirici ve demokratik mesajlar, ülke sınırlarının ötesinde de takdirle ve hayranlıkla karşılandı.
Referandumu sadece Türkiye açısından değil, aynı zamanda CHP açısından da bir dönüm noktası olarak görmek gerekir. 16 Nisan hem Türkiye hem de CHP için dönüm noktası olmalıdır. CHP’nin hızlı bir şekilde genel kurulu toplayıp, bence sayın Deniz Baykal olması gereken eski ve yeni liderin etrafında, toparlanıp aksayan demokratikleşmeyi yeniden hayata geçirmesi gerekli görünmektedir. Kılıçdaroğlu’nun ise sadece CHP’nin değil, Türkiye’nin geleceğini düşünüp Baykal’a liderliği devretme konusunda direniş göstermemesi gerekir. Birkaç hafta önce gerçekleşen Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD’deki liderlik değişimi örnek alınabilir.
CHP Antalya Milletvekili sayın Deniz Baykal referandum sürecinde hem mütevazılığı hem de vatanseverliğiyle parladı. Hukuk ve sosyal devlet, Cumhuriyet, Atatürk ve demokrasiye olan güçlü inancını halka anlaşılır bir dille anlatmayı başardı. Eğer referandum CHP’li seçmenin beklentileri doğrultusunda sonuçlanırsa, bu başarıda sayın Deniz Baykal’ın payı çok yüksek olacaktır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce’nin emeği inkâr edilemez, ama buna rağmen Deniz Baykal partisinin çizgisinden geri adım atmadı ve çizdiği performansla, Türkiye’nin özlediği “adil, çağdaş ve demokrat lider” profilini çizdi.