Yine başkaları keşfetti, bize haberini yapmak kaldı.
“Son dakika” haberi olarak geçildi.
Son dakika haberini okuduğumda taksideyim. İstanbul’un sokaklarında şoförle birlikte adres arıyorum.
Şoförün alnında birikmiş olan terleri görüyorum. Biz İstanbul’da sokak bulamıyoruz, başkaları uzayın derinliklerinde bir yıldızın etrafında dönen 7 gezegeni bulmuş.
Haberin “son dakikalık” özelliğini kavrayamadım. Ne acelesi var?
Sanırsınız bütün Türkiye bu habere kilitlenmiş, acaba ne olacak diye merakla bekliyor.
Son dakikada bildirilen bu haberi nerede okuduğumu söyledim. Takside; ama gazeteler son dakikada basılmayacağına ve ulaştırılamayacağına göre, Türkiye’de herkesi heyecanlandıran haberi nasıl okudum?
Sizin gibi benim de elimde cep telefonum var.
Kim keşfetti?
Biz diyemiyorum; başkaları keşfetti.
Allah gerçekten Türkleri seviyor. Bu yüzden başkalarını yaratmış.
Başkaları çalışacak, uğraşacak, keşfedecek; Türkler de keyif sürecek.
Taksiciye son dakika haberini okuyorum. Suratıma öyle bir baktı ki, dünyanın öbür ucundaki akrabalarımın bile kulağı çınlamıştır.
Telefonla birini arayıp soruyorum. Ne dese beğenirsiniz: “Vallahi 30 saniye önce kulağım çınladı, seni andık!”
Dünyadan 39 ışık yılı ötedeki bu yıldızın etrafında Mevlâna dervişi gibi dönen 7 gezegenden üçünde hayat olabileceği söyleniyor.
Şoför bir taraftan sokağı ararken bir taraftan da “abi be yanlış anlama ama, galiba orada yazanı yanlış okudun, 39 ışık yılından söz ediyor, sen ise mesafe diyorsun. Mesafe metreyle ölçülür.”
“Haklısın” diyorum.
Siz olsanız ne dersiniz? Yine sülalemin kulaklarını çınlatmasın diye!
İçimden de Allah’a başkaları Türkler için yarattığına şükrediyorum. Amin dedikten sonra; tabii içimden tekrar sokağı aramaya koyuluyorum.
“Şu tarafta olabilir mi?”
Başkaları otomobili keşfetmeseydi, acaba İstanbul’da bu sokağı bulmak ne kadar sürerdi?
İyi ki var başkaları.
Telgraf, telefon, televizyon;
Motor, arama motoru, çamaşır makinası.
Elektrik, uçak, helikopter.
Daha neler neler…
Hepsi bizim için başkalarının keşfettiği şeyler.
Allah başkalarını Türklerin hizmetine koşmuş. Çalış!
Biz bir şey icat etmedik mi?
Tabii ki ettik!
Hem de ne ettik!
Türk usulü demokrasi,
Türk usulü İslamiyet,
Türk usulü eğitim,
Türk usulü et doğrama;
Adam bir et doğradı fenomen oldu
Sosyal medyada onun eti doğrayışı konuşuluyor.
Orhan Baba bile adamın et doğrayışına övgüler yağdırıyor.
İcat ettik!
Biz ettik!