Bir parti lideri çıktı ‘Ahmaklara sesleniyorum’ diyerek Anayasa’nın 4’üncü maddesinin kalkmasını istedi. Bunu söylerken de Anayasa’nın değişmez maddelerinin değiştirilemeyeceğini savunan toplumun büyük bir kesimine ‘Ahmak’ dedi.
O madde kalkınca, ne Cumhuriyet, ne bayrak, ne dil ne de başkent Ankara olmayacak!
Fakat muhteremin istediği ne? Yerine ne koyacaklar onu da cesaret ve yüreklilikle açıklasa iyi olur. Bir de Türki devletler alfabesi hazırlanıyormuş. Alfabeye bazı harfler eklenecek o da ayrı bir konu.
100 yıl önceye gidersek; Harf Devrimi'ni başlatan yasanın kabulü ile eğitimde ve resmi alanlarda Arapça yazılar yavaş yavaş terkedildi. Bu işler halkı korkutarak, tehdit ederek, insanları ötekileştirerek yapılmadı. İşin başında Mustafa Kemal Atatürk vardı.
Osmanlı döneminde; üçgene müselles, alana mesaha-i sathiye, dik açıya zaviye-i kaime, yüksekliğe irtifa derlerdi.
Mesela şu cümleyi yaşı benim gibi 70’i devirenler belki Türkçeleştirebilir!
'Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hasıl-ı zarbininnıfsına müsavidir.'
Bugün anlaşılır haliyle Türkçesi şu;
'Bir üçgenin alanı, taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir.'
Atatürk'ün elinde tebeşir Latin harflerini kara tahtada vatandaşlara gösterirken çekilen fotoğrafını bilenler bilir. Peki, Atatürk'ün geometri kitabı yazdığını kaçımız biliyoruz?
Dolmabahçe Sarayı'nda yazdığı 44 sayfalık geometri kitabı sayesinde bugün geometri terimlerini anlayabiliyoruz. Osmanlıca terimlerin ezberlenme ve öğrenme güçlüğüne son veren Atatürk'ün geometriye katkıları da oldukça büyük olmuştur.
Bu geometri kitabının 1937 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yazar adı belirtilmeden yayımlandığı söylenir. Aynı yıl Atatürk, Türk Dil Kurumu'nun daha önce kullanılmakta olan ve çeşitli bilim dallarına ait terimleri Türkçe terimler ile yeniden düzenleyerek Türk dilini yabancı dillerin etkisinden kurtarma çalışmalarına başladığını ilan eder. Böylelikle okullarda eğitim Türkçe terimlerle basılmış olan kitaplarla başlar ve Türk kültür hayatında önemli bir adım atılmış olur.
Bu çağda halen geometrinin bir ders olarak neden gösterildiğini sorgulayan kafalar var.
O topa girmeyeceğim. Bir de 'ğ' harfini kara tahtaya 'Anlamadığı için yazamayan' bir büyüğümüz vardı, hatırlayın! O topa da girmeyeceğim!
Bugün hemen her alanda, bilimde, eğitimde, sanatta, hatta sporda matematik, geometri kullanılıyor. Ben değil bilim öyle diyor.
Kendisine 'Gazi Mustafa Kemal' diye seslenenin, O'nun 'Ben yanlış da söylesem bilim ne derse ona inanın' diyen yanını hiç dillendirmeyenleredir sözüm.
O'ndan sadece 'Gazi Mustafa Kemal' diye söz etmeye ne kadar devam edebilirsiniz?
Geçtiğimiz hafta, 25 milyon öğrenci ve 2 milyon öğretmen için yeni eğitim-öğretim yılı başladı. Başta bu çocuklarımızın ebeveynlerine ve öğretmenlerine sabır, çocuklarımıza başarılı bir dönem geçirmelerini diliyorum.
Kendilerine Atatürk'ün gösterdiği yol ışık olsun.