Ters Köşe’de dün, Magydos-Perge antik yolunu kumla dolduran şantiyeye ceza kesecek bir yiğit olup olmadığını sormuştuk. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ses geldi. Burası 1. derece arkeolojik sit alanı.  Bakanlık da bunu vurguladıktan sonra, “Perge-Magydus Antik Yolu’na kurulan kum ocağı şantiyesi nedeniyle, güney kısmının tamamen kapandığını, antik yolun 3 metrelik kısmına kadar girildiğini ve doğu kısmına ayrı bir yol açıldığını” doğruluyor.  

 

KORUMA KURULU GÖRÜŞMÜŞ

Aksu’nun Kevşirler ve Mandırlar mahallesinde bulunan antik yol ve köprünün Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1996 yılında “Korunması Gerekli Eski Eser” olarak tescil edildiği, 2014 yılında da Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla sınırlarının güncellendiği anlatılıyor yanıtta. Bunlar teknik bilgiler. Biz günümüze, mevcut duruma gelelim. Antik yolda kum şantiyesi tarafından yapılan tahribat, Koruma Bölge Kurulu tarafından 15 Kasım’da görüşülmüş. Sonuç?

İLGİLİLER TAHRİBATI BİLİYOR

Söz konusu toplantıdan çıkan görüş şöyle: “Antik yol ve koruma alanında izinsiz olarak kum-çakıl malzeme yığıldığı, iki adet konteyner ve briket malzemeden bir yapı ve demir profil malzemeden çardak yapıldığı, söz konusu uygulamaları yapan ve yaptıranlar hakkında 2863 Kanun uyarınca suç duyurusunda bulunulduğu, kurulumuza sunulan bilgi ve belgelerden anlaşıldığından yeniden suç duyurusunda bulunulmasına gerek olmadığına karar verildi”.

‘BELEDİYELERE HATIRLATALIM’

Bu kadar mı? Değil… Devamı da var: “Koruma alanında yığılı bulunan kum-çakıl malzemenin Müze Müdürlüğü denetiminde kaldırılarak antik yolun orijinal dokusunun meydana çıkarıldıktan ve konteyner, briket ve demir profil yapılar kaldırıldıktan sonra yolun Müze Müdürlüğü denetiminde belediyesince rehabilite edilmesine, yapılan işlemler sonucu hazırlanacak bilgi ve belgelerin kurulumuza iletilmesine, izinsiz uygulamaların kaldırılmaması durumunda 2863 sayılı kanunun 61. maddesi gereğince alman kurul kararlarını yerine getirmeyen yetkililer hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılacağı ve Koruma Bölge Kurulunca tescilli kültür varlıkları, koruma alanları ve sit alanlarında kurulumuzdan izinsiz herhangi bir uygulamada bulunulmaması gerektiğinin belediyelerine hatırlatılmasına karar verilmiştir”.

KUM OCAĞI KALDIRILACAK MI?

Peki o şantiye oradan kalkacak mı? Yanıtta bununla ilgili bir emare yok. ‘Gidin şantiyeye, kumu temizletin, konteyner ve briket binayı da kaldırtın’ deniliyor. Bunları kaldırttıktan sonra da, belediyeye söyleyin ortalığı rehabilite etsin. Yani patronun biri mutlak korunması gereken alını kumla dolduruyor, tarihi eserleri tahrip ediyor, onun pisliğini, atığını, kütüğünü temizlemek de belediye işçilerine kalıyor. Yanıttaki önemli bir detay da bu işletme hakkında daha önce suç duyurusunda bulunulmuş olması. Ne olmuş? Hiçbir şey... Yağmaya, talana, tahribata devam etmişler. Ta ki Deniz Kaplan uydu görüntülerinden enseleyinceye kadar.

İNEĞİ KAYBEDEN BÜROKRASİ

Devlet denilen mekanizma böyle işliyor. İlgili memur diğer ilgili memura yazı gönderiyor, o ilgili memur da yazıyı kurula havale ediyor. Havale edilen kurul bir başka kuruma yazı yazıyor. Yazıyı alan kurum biraz bekletiyor. Sonra ekip gönderiyor. Ekibin rapor yazması zaman alıyor. Kolay iş değil sonuçta… Koskoca 1 sayfalık rapor yazacaksın, her babayiğidin harcı değil. Tahminen 2 ay filan sürer bu iş. Sonra yukarıdan birileri arar. Çalıştık ya sayın müdür, bir sürü yazı yazdık, suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurusu işleme konuldu. Kara kedi nerde? Ağaca çıktı. Ağaç nerde? Balta kesti. Balta nerde? Suya düştü. Su nerde? İnek içti. İnek nerde? Dağa kaçtı. Dağ nerde? Yandı bitti, kül oldu. Umarım burası da kül olmaz.