Dünyayı sarsan virüse karşı ters köşe yapan açıklamalar art arda geliyor. Çinli bilim insanlarından gelen bir açıklamaya göre, virüsün bulaşma riskinin en yüksek olduğu yer ev ortamıymış. Haydi buyurun. Ve dahası bilim insanları hijyen, maske ve sosyal mesafe kurallarının evde de uygulanmasını istiyormuş. Devamı ev, açık alandan daha fazla risk taşıyormuş. Ama düşünüldüğünde mantıklı gibi. Sabah işe giden veya dışarıya çıkan ev ahalisi, döndüğünde birlikte aynı ortamda yaşamını sürdürüyor, birbirine yaklaşıyor, sohbet ediyor vs. Yani artık 'evimdeyim güvendeyim' demek yok, geçmişi hayal edip geleceğin kaygısı var.

***

Devam edelim, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyelerine göre, 'Süper bulaştırıcı kişiler' varmış toplumda. Neden süper bulaştırıcı deniliyor; söz konusu bu kişiler güçlü diyafram yapıları nedeniyle çok uzağa virüs atabilirlermiş. Peki, bu durumda devlet hangi önlemleri almalı? Bilim insanlarına göre, toplumda belirti göstermeyen kişiler tespit edilip, karantinaya alınmalı. Test kriterleri değiştirilmeli. Devletin alacağı önlemler…

***

İşte Ağustos gitti gidiyor. Sonbaharda artış korkusu var. Çok daha zor günler kapıda. Bilim insanları artık bireysel önlemlerin yetmediğine virüs tedbirlerinin hiçe sayıldığına dikkat çekerek, 'kalabalık alanlarda kısıtlama şart' diyor kestirmeden. Görünen şu sokakta, caddede polis uyarıyor ama uyarma ile de olmuyor. İnsanlar kendi hallerine bırakılmış gibi. Demek ki il bazında getirilen önlemler yeterli değil. 65 yaş ve üstünü eve kapatmakla da olmuyor. Hani bazı illerde 65 yaş kriteri tekrar uygulanmaya başlandı ya...

***

Virüs kendini tekrar hatırlatırken hepimize bir eserek mi geldi ne? Virüs hızla yayılıyor, kontrollü izolasyona geri dönebileceği söyleniyor, haberlerde izlediğimiz vaka sayıları ve ağır hasta sayıları artıyor. Toplumun zaten bozuk olan algısı ete kemiğe bürünüyor. Ardından korku, evham. Kentimizde de durum hiç iç açıcı değil ama. Hepimizin duyup bildiği gibi Büyükşehir Belediyesi'ndeki üzücü gelişme, Antalyalıları biraz fazla endişelendirir oldu. Paranoyalar arttı, herkes birbirine yürüyen korona gözüyle bakar oldu adeta…