Bahar geldi işte yeniden; cemreler düştü, Nevruz geçti ve baharın en güzel ayı Nisan da geldi. Güneş bulutlarla kavga etse de artık yüzünü daha çok gösteriyor. Kıyıdan kenardan güneşin ışıkları ısıtıyor ruhumuzu. Umut çiçekleri baş veriyor dallarda inadına. Doğa baharla uyanıyor. Mevsimlerin en güzeli bahar tekrar hoş geldin.

* * *

'Bir şey söyle ki, sözü aşsın öze değsin' der ya yazar. Baharı gençliğe, kışı yaşlılığa benzetir de. Tazeleniyor ruhlar, hayaller aşıp gidiyor yakalayabilmek 'dur' demek ne mümkün. Ne demiş, Özdemir Asaf dizelerinde baharı anlatırken;

Baharda kışı, kışın baharı özler insan.

Kavuşmak şart mı boş ver,

Bazı şeyler yokken güzel.

* * *

Bahar açar renk renk çiçeklerini, çiçekler mis kokularını salar da doğaya, işte o zaman bir başka vurulursun Nisan'a. Portakal ağaçlarının dalları çiçeğe durmuş, saldığı koku misten öte. Işıklar'da caddeler, sokaklar portakal çiçeği kokar baharda. Hele bir de hafiften esinti varsa havada, sen nereye koku oraya portakal çiçeğinin takibindesin. İşte bu da Antalya'ya özgü bahar kokusu. Düşünce ve hayal aleminin alabildiğine derinleştiği. Ömrü kısa da olsa.

* * *

Bahar, çiçek derken polenleri de unutmamak gerekir. Zira baharla birlikte alerji sezonu da başladı. Çiçek açan ağaçların polenleri havaya savruldu. Alerjik hastalıklar da yayıldı. Baharın en yaygın hastalığı olarak görüyor hekimler polen alerjisini. Ve de özellikle alerjik bünyesi olanları ve astım hastalarını uyarıyor. Rüzgarlı havalarda mümkünse dışarıya çıkmamalarını tavsiye ediyor.

* * *

Aman dikkat polen alerjisiyle uğraşırken, doğaya renk veren baharın sayılı günlerini kaçırmayın derim.