Sabırsızlıkla beklenen Vergi Paketi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiş. Eh gözümüz aydın olsun. Dolaylı vergi, dolaysız vergi, enflasyon, fahiş zamlar falan derken kambur büyüyor desenize. Ama fakat Ankara'ya göre, yeni vergi düzenlemesi vatandaşa yük getirmiyormuş. Ankara böyle söylüyorsa doğrudur. Bana göre beyan esastır! Peki ya size göre?

***

Şimdilerde sadece sokakta değil, siyasette de vergi tartışması varmış. Sanki tartışılınca durum değişirmiş gibi başımız ağrır veya ağrımaz da gelin bir kez daha paketin getirdiği reform niteliğindeki maddelere kısa bir göz atalım. En düşük emekli aylığı 12 bin 500 liraya yükselmiş, yurtdışı çıkış başına alınacak harç tutarı 500 lira olmuş. Özetle, vergi ve sosyal güvenlik alanına ilişkin düzenlemeler Meclis'te kabul edilmiş. Ankara “Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi hedefleyen bu yasa, vatandaşımıza yük getirmiyor" diyormuş. Yani, vergi gelirlerinden sağlanan iyileşme, vatandaşın refahı için verimli alanlara yönlendirilecekmiş. Yanıt sizin olsun.

***

Şimdi az biraz da vatandaşın refahından söz edelim. Misal, yapılan araştırmalara göre vatandaş, kredi kartının ucunu kaçırmış. Ve dahi kredi kartı ile yapılan harcama yüzde 98 artmış, yani borç sarmalı artmış. Öyle ya emeklinin, memurun, asgari ücretlinin geçim çarkı kredi kartı ile dönüyor. Hele bir de asgarisi ödenmediğinde, gelsin faiz üstüne faiz. Dost mu, düşman mı biliniyor da cümlenin sonunu getiremiyorum maalesef.

***

Yine yapılan bir araştırmanın vahim sonucuna göre, ülkemizde son bir yılda 190 bin kişi daha yoksullaşmış, yani yoksulluk katlanmış mı? Çalışan kesimin ise yüzde 15'i yoksulmuş. Bu arada açlık sınırı 20 bin 776 lira, yoksulluk sınırı 62 bin 302 lira olmuş vahim.  Ahan da tokluğun bedeli, makulü kaybettiren türden.

***

Vergiler artıyor da yoksulluk sınırı artmıyor mu, artıyormuş rakamlar böyle söylüyor. Asgari ücretlinin maaşına zam yok 17 bin 2 lira devam, emeklinin (hepsi değil) maaşına ise 2 bin 500 lira zam, makulü kaybettiren rakamlar ama şükür ki Ankara, emeklinin de ücretlinin de yaşadığı sıkıntıların farkındaymış ve de amaç, refahı artırmakmış. Her ne kadar emekliye refah payı verilmediyse de. Emekliye soralım bakalım, alım gücü ne durumdaymış? El cevap, emekli yoksullaşmış, endişesi ise önümüzdeki yıllarda maaşlar daha da düşer mi? Hani, dil düşüncenin arka planını yansıtırmış ya. Velhasıl-ı kelam, herkes geride kalan seneleri sayıklar olmuş nokta. Sağlıcakla kalın.