Nerede kaldın be cancazım. Ağustos derlenip toparlanıp veda etti. Hazan mevsiminin habercisi Eylül'e 'Hoş Geldin' demenin zamanı. Beklendin, beklenirken de şiirlerin dizelerinde güzellemeler yapıldı adına. Sen değil misin 'Eylül'de Gel' diye yalvaran sevdalıya umut olan. Şairin şiirine ilham olan. Dizelerinde 'Hüzünlerin düğünüdür Eylül' diyen şair bile…

***

Takvim yaprakları ile birlikte savruluyor günler. Benim de yüreğime güzün çöküyor Eylülleşiyor benliğim. Nasılını, nedenini bilmiyorum bildiğim aklımın da alıp başını gitmesi. Ara da bulasın! Sonrasında aylar değişiyor ama ben hep Eylül'de kalıyorum. Hani şair diyor ya 'Kasım'ı yaşamıyorsun sen Eylül'de kalmışsın.

***

Eylül yeniden hoş geldin. Ama hemen gitme dur, bekle azıcık ne olur. Boş ver takvim yaprakları savruladursun sen gitme. Hazan'da mı hüzün, hüzünde mi hazan var çözemedim gitti. 'Dur bekle, takvim yaprağı ile yarışma' diyorum dinletemiyorum. Ne alıp veremediğim var benim bu Eylül'le anlayamadım, bundan sonra da anlayacağımı pek sanmıyorum. Bildiğim, Eylül'e tutkulu olduğum. Hani Eylül ayı 'Ben geldim' der ve Hazan'ı getirir ya ardında. Doğanın rengi değişiverir yeşile direnirken, inadına sarıya kızıla döner. 'Geceye kavuşsam mı kavuşmasam mı' der gibi, erkenden akşama dönen gün bile, Hazan mevsimini haber etmez mi? Takvime ne gerek var cancazım.

***

Doğa yavaştan değişir, Hazan'ın yalnızlığı burukluğu çöker üstüne. Az kaldı göçmen kuşları da terk eder gider. Sahi yalnızlığın mevsimi mi acaba Sonbahar. Olsun be, başında son olsa da baharsın nihayet. Kabulümsün.

***

Eylül. Şairlere de ilham vermemiş mi? Canan Tan dizelerinde 'Hüzünlerin düğünüdür Eylül' diyor. Atilla İlhan 'Elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün. Eylül'den itibaren geceler hazindir, uzundur' diye anlatır Eylül'ü. Ya Cemal Süreya nasıl anlatır dizelerinde Eylül'ü. 'Bir gün aklına gelecek olursam. Bana şiir ısmarla Eylül'ü konuşalım.' Mıh gibi aklımdadır ustanın şiiri.

***

Demek ki, suç bende değil Eylüldeymiş. Hazan, şairlerin yazarların da başını döndürmüş ilhamları olmuş. Ve dahası Eylül, dalından kopan yaprağın toprağa düştüğü mevsimin başlangıcı olmuş. Doğa bile hüzünlenip, sarının tonlarına bürüneceği, kızıla yüz tutan yaprakların dallarını terk edeceği bir mevsime hazırlanıyor kendince tüm duygusallığı ile. Kızılı, kahverengisi, sarısı ile kerameti kendinden bir zaman dilimi olmuş. Her ne kadar arkası zemheri olsa da.