Şimdi sırada Rusya var. Hani o ülke senin, bu ülke onun kırmızı et ithal ediyordu ya yorgun ülkemiz. Şimdi de Rusya'dan sığır eti ithali başladı. İlk parti geldi bile. Burada haberin önemi Rusya, sığır etinden sonra tavuk eti de ithal edecek, yani ithalatın bonusu tavuk oluyor. Sığır eti geldi, tavuk eti sırada bekliyor. Peki soru şu, Türkiye'nin beyaz et ithalatına izin vermesi, yerli üreticiyi olumsuz etkilemez mi? Üretici sormaz mı adama 'Ben ne olacağım' diye. Onu elbette büyüklerimiz düşünür de. Fazladan zülfü yare dokunmayalım!

* * *

Gıda konusunda yapılan ithalata takık durumdayım. Üreten bir ülkeyiz diye biliyorduk ne oldu da üretemez, ithal eder duruma geldik buna aklım yetmiyor üzerinize afiyet. Pek çok üründe yapılan ithalat, neden böyle patladı? Canlı hayvan ithalatı, kırmızı et ithalatı derken beyaz et ithalatı. Benim hatırladığım ve de bildiğim Türkiye tavuk etinde ihraç eden ülke değilmiydi, ben mi yanlış biliyorum. Ihhh, doğru biliyorum.

* * *

Ama artık üretmeyen bir tarım ülkesiyiz galiba.. Şimdi gelelim beyaz et üreten ve bu ürünlerin ticaretini yapan yerli üreticiye. Üretici 'Evet. Rusya'dan yapılan tavuk eti ithalatı beni olumsuz etkiler' diyor mutlak. Diyor da, sığır eti ithalatının başlamasının ardından, tavuk eti ithalatı da sırada bekliyor. İthal ette 2018'in ilk üç dört ay rakamlarına göz atarsak, yapılan açıklamaya göre, kırmızı et ithalatında yüzde 675, canlı hayvan ithalatında ise yüzde 142 artış olduğu görülüyor.

* * *

Ülkemizde hayvancılık bitiyor mu? Yerli üretici desteklenemez mi? Ve tabii neden desteklenmiyor da baklagiller dahil aklımıza gelen, gelmeyen pek çok ürün için dış ülkelerin kapısı çalınıyor. Artık mutfağımıza yerli ürün girmiyor gibi bi şey. Ay çekirdeği bile Çin'den ithal ediliyorsa varın gerisini düşünün. Ülke tarımı yok mu oluyor. Ve Türkiye, artık üretmeyen bir tarım ülkesi konumuna mı geliyor. Söz konusu bu durum, ülkeyi sıkıntıya sokmaz mı? Bu sorular sanırım hepimizin aklına takılıyordur.

* * *

Şimdi aklıma ne geldi biliyor musunuz? Bundan yıllarca önce, yani devasa binaların insanların üzerine üzerine gelmediği dönemlerde, pek çok evin arka tarafında veya ön tarafında küçük de olsa bahçelerin olduğu ve bu bahçelerde kümeslerin, bir iki tavuğun olduğu yıllar geliyor aklıma. O yılların tadı da efsunu da bir başkaymış diyorum.