Gündem öyle yoğun ki hangisini bu satırlara sığdıracaksın. Ekonomi çürümüş, adaletin terazisi bozuk, mutsuzluk, güvensizlik, huzursuzluk nedeniyle insanlar ya hastane ya da karakol kapılarında. Hoşgörü ve duyarlılık yoksunu bir toplum! Aşağıdaki satırları yıllar önce gazetedeki köşeme almıştım. Dünden bugüne bakıldığında değişen bir şey yok!

1977 yılında, İzmir Elhamra Sineması’nda verdiği konserde kendisini dinleme, izleme fırsatım olmuştu. İşçi Marşı’nı söylerken iki katlı sinema salonunu dolduran binlerce hayranı ile ona eşlik ediyor, konserin finalini “Dostların Arasındayız/Güneşin Sofrasındayız” sözleri ile yapıyorduk.

2018’de 50’nci sanat yılını kutladı, 6 Kasım 2020’de müziğe ve sevdiklerine veda etti.

Timur Selçuk’un sanat heybesinde sadece ünlü şairlerin şiirlerinden yaptığı besteler değil, tiyatro müzikleri, bale müzikleri, film ve dizi müzikleri vardı, yetiştirdiği yüzlerce öğrenciden bugün birçoğu zirvede, onları dinliyoruz. Sanatçının yazdığı, söylediği şarkılar dillerde. Timur Selçuk’a o dönem sanatçının organizatörü olan, meslektaşım, gazeteci, Prof. Dr Erkan Sevinç  ‘Bu işin sırrı nedir?’ diye sormuş, verdiği yanıt bugünkü kuşaklar için ibretlik bir öğüttür;

“Babam Münir Nurettin Selçuk’tan aldığım ilham, annem Şehime Erton’un sanatın sağlıklı devamı konusundaki öğüdü. Müzikle, sanatla iç içe yaşam. İnsanlar beni, şarkılarımı beğenmese de, siyasi görüşüm hoşlarına gitmese de, ‘Bu adam dürüst ve namuslu bir insandır. Dolayısıyla kültürümüzün bir parçasıdır, o bizim için önemlidir, değerlidir’ derler. Bunu düşündürebilmek çok önemlidir. Popüler olduğun zaman şarkını dinlerler, sonra unuturlar. Bende öyle olmadı çok şükür.”
Dürüstlük ve ahlak Timur Selçuk için çok önemli kavramlar. Gazeteci Erkan Sevinç’in bir başka sorusu din ve ahlak üzerine olmuş. Usta sanatçının yanıtı şöyle olmuş;
“Asıl önemli olan, bu coğrafyada bizim tek bir etnik veya tek bir dini kimliği en tepeye koymamızın yanlış olmasıdır. Çünkü bu tercih bizim coğrafyamızda bütün dengeleri bozar. Bizim burada en tepeye koyacağımız tek değer, ahlaklı yurttaş olmalıdır. Kimdir o? Üreten, paylaşan, zulme sessiz kalmayan ve zalime boyun eğmeyen kişi ahlaklı yurttaştır. Diğer bütün kimlikler bunun altındadır. İster solcu ister sağcı olsunlar. İster inansın ister inanmasın ister beş vakit namaz kılsın veya kılmasın, yeter ki ahlaklı yurttaş olsun. Piyanonun her sesi için üç teli vardır. Akortör tek ses için o üç teli akort eder. Her insanın doğru ses vermesi için de üç teli vardır. Bunlar, aile, eğitim ve doğuştan getirdiği özelliklerdir. Bunlar doğru akort edilmelidir”

Bu sözler gerçek bir sanatçıya aitti.

Eserleri, besteleri yaşayacak.

Salt sanatçı için değil, herkes için gerekli bu sözler.

Özellikle, bugün giderek ahlak erozyonu girdabında oraya buraya savrulanlar için.

Şu sözlerini aklımızdan çıkarmayalım;

‘Üreten, paylaşan, zulme sessiz kalmayan ve zalime boyun eğmeyen kişi ahlaklı yurttaştır’

Timur Selçuk’u bir kez daha saygıyla anıyorum.

Teşekkürler meslektaşım Erkan Sevinç

***

Teşekkürler Erman Özkardaş

Ahlaklı yurttaştan söz açılmışken;

Etrafımızdaki ahlaksızlar kadar çok olmasa da iş ahlakı yüksek kişilere de günlük yaşantımızda karşılaşıyoruz. Hem çalıştıkları kurumların itibarını düşünen, hem de gösterdiği hizmetin karşılığını para değil, bir teşekkür ile almak isteyenler. Koçtaş Topçular’da çalışan Erman Özkardaş adlı teknik personel aldığım iki üründen birinde montaj kitapçığını yanlış okumam nedeniyle eksilik var diyerek götürdüğüm ürünleri, görevi olmamasına karşın montaj etmesi ve karşılığında ödemeye çalıştığım montaj parasını almaması beni çok duygulandırdı. Öyle ya evinize musluk değiştirmeye gelen birinin 2 bin lira istediği, internet kablosunu evin içindeki modeme 3 bin 500 liraya bağlayanı gören bu gözler, Erman’ın emeği ve saygısının da karşılığı olan bir teşekkürü vermeli diye düşünüyorum. Koçtaş’ı da aradım Erman Özkardaş’ın ayın elemanı seçilmesini istedim.

(Bu bir reklam değildir)