İzmir için şehit gazeteci Hasan Tahsin neyse Antalya için de gazeteci Haydar Rüştü (Öktem) odur. O olmalıdır! Hasan Tahsin, fikirleri ve yazıları ile emperyalizme karşı mücadele eden, İzmir’de emperyalistlere ilk kurşunu sıkan ve şehit olan bir gazeteci olarak İzmir için olduğu kadar, İzmir basını için de bir anıt adamdır.

Edebiyatçı, yazar, gazeteci Haydar Rüştü de Hasan Tahsin’in açtığı yolda yürüyen açtığı bayrağı taşıyan bir gazetecidir.19 Aralık 1920 tarihinde 'Antalya'da Anadolu Gazetesi' adıyla yayınladığı gazete ile emperyalizme kafa tutan, yazıları ile emperyalistlerin işgali altındaki Anadolu'nun gür sesi olan bir gazetecidir.

İzmir’den Antalya’ya matbaa nasıl gider?

Haydar Rüştü Bey, İzmir'de yayınladığı Anadolu ve Duygu gazetelerinin ilerici yayın yapmaları nedeni ile emperyalistlerin düşmanlığını üzerine çeker. Anadolu ve Duygu gazetelerinin başyazarı da olan Haydar Rüştü, yazıları nedeniyle emperyalistlerin ve onun yerli işbirlikçisi olan basının saldırısına uğrar, hakkında davalar açılır ve sık sık soruşturma geçirir. İzmir'in işgalinden önce her iki gazetesi de 'tahrik edici yayında bulundukları' gerekçesiyle kapatılır. Haydar Rüştü çareyi İzmir'den kaçmakta bulur. Anadolu'da çıkan ve Türkçe yayın yapan yayınların İzmir'e sokulması da yasaklanır ve buna uymayanlar Divan-ı Harp tarafından beş yıl hapse mahkûm edilir.

Haydar Rüştü Bey İzmir'de üç ay kadar saklanır. Onun başına gelenleri öğrenen Antalya Kuvayı Milliye Cemiyeti, bu yurtsever gazeteciye sahip çıkar ve işgal kuvvetlerince kısmen tahrip edilen basımevini Antalya'ya nakledebilmesi ve gazetesini Antalya'da serbestçe yayınlayabilmesi için Haydar Rüştü (Öktem) Bey'e bin lira gönderir.

Bu davete sevinen Haydar Rüştü Bey, İzmir'den ayrılarak Antalya'ya gelir ve 19 Aralık 1920'de İzmir'de Anadolu adıyla yayınladığı gazetesini 'Antalya'da Anadolu' adıyla yayınlamaya başlar. O yıllarda İtalyanların işgali altında olan Antalya'da gazete, bütün güçlüklere karşın yayınını sürdürür ve Yunanların işgali altındaki İzmir'e de gizlice gönderilir.

Gazeteci ve aynı zamanda edebiyat öğretmeni olan Haydar Rüştü Bey, Antalya Anadolu Gazetesi ile gerek ulusal bilincin uyanmasında, gerekse işgal güçlerine direnilmesinde önemli bir görev üstlenir. Ayrıca gazete, ulusal güçlerin gerilemesiyle halkta baş gösteren karamsarlığa karşı da direnişe geçer ve Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'nun gür sesi olur. Gazetenin o günlerdeki başyazılarından birinde, Haydar Rüştü Bey'in şu sözleri Türk halkına büyük bir moral kaynağı olur;

'Mademki ölmeye azmettik ve mademki esir yaşamak istemiyoruz, o halde cidalimiz (mücadelemiz), hakkımız teslim edilinceye kadar berdevam olacaktır. Amma bu hal bugün olmayacakmış, varsın olmasın. Bugünün yarını da var, öbür günü de var. Millet, metin ol!'

10 Eylül 1922 tarihine kadar, yani Antalya Gazetesi kuruluncaya kadar yayınına devam eden 'Antalya'da Anadolu Gazetesi', Antalya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin bir organı gibi çalışır. Haydar Rüştü Bey, ateşli makalelerle halkı cepheye yardıma, köylünün eğitimine, köyde salgın hastalıklarla mücadeleye çağırır.

Kurtuluş Savaşı'nda kalemi ile emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı ölümü bile göze alarak mücadele eden başta İzmirli şehit gazeteci Hasan Tahsin olmak üzere, gazeteci Haydar Rüştü ve tüm basın şehitlerimizi saygı ile anıyorum.