5 Aralık 1934. Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı gün. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bir kez daha tüm dünyaya örnek olan bir karara damga vurup öncülük ediyor. Kadınlarımızın siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı için harekete geçiyor. Ve de Seçim Kanunu'nda yaptırdığı değişiklik ile bundan tam 84 yıl önce kadınlar, en demokratik haklarına kavuşuyor. O tarihlerde bu vizyon ile kadınlarımız, Meclis'te seçimlere katılma hakkı kazanıyor ve Meclis koltuklarında yerlerini alıyor. Minnettarız...

* * *

Takvim yaprakları 5 Aralık tarihini gösteriyor. Yani Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden birisinin, yani kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıl dönümünü gösteriyor. 5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önü açılıyor. Ve de kadınlarımız siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde ederek hem toplumsal hayata, hem de çağdaş ve medeni bir topluma öncülük ediyor.

* * *

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü. Bu tarih Türk kadını için çok daha önemli ve dünya kadınlarından çok daha farklı. Türkiye'de kadınlara milletvekili olma hakkının tanınmasının ardından yapılan 1935 seçimlerinde, Meclis'e 18 kadın vekil giriyor. Türkiye o dönemlerde, parlamentodaki kadın sayısı oranıyla dünyada ikinci sırada yer alıyor. Ve Antalya da, Meclise bir kadın vekil gönderiyor adı Şükran Örsbaştuğ. Rahmetle anıyoruz.

* * *

Bugüne bakacak olursak... Bugün TBMM'de kadın milletvekili sayısı sadece 104'e çıkmış. Türkiye'de kadınlar birçok ülkeye oranla erken bir dönemde seçme ve seçilme hakkına sahip olsa da, kadınlara hakların verilmesi ve kadınların parlamento oranlarına bakıldığında Türkiye maalesef 118'nci sırada yer alıyor. Peki siyasetteki kadın sayısı neden bu kadar az. 84 yılda alınan yol bu mu?

* * *

Önümüzde yerel seçimler var. Tam zamanı. Ve de yerel yönetimler için kadınlar da başvuru yapıyor, belediye meclis üyeliği veya başkan adaylığı için. Ama her nedense yine erkekler öne çıkıyor. Partiler kadın kotasını kullanıyor mu? Galiba düğüm yine erkek egemen toplum kavramına dayanıp sıkışıyor. Ben yine de Dünya Kadın Hakları Günü kutlu olsun diyorum!