Söze önce iyi haftalar diye başlayalım, sonrasına bakarız. Bakalım ki, kalem ne yazacak. Diyorum ve lafı hiç dolandırmadan toplumun kanayan sosyal yarası işsizlik konusu düşüyor aklıma. Zira ekonominin patronu ne diyor; 'işsizlik Haziran ayında yükseldi’. Özellikle genç işsizlik sayısı yükseliyormuş. Bir de diplomalı işsizler var, çoğu mezun olduğu fakültede eğitimini aldığı mesleği ile ilgili iş arıyor ama karşısına ‘tecrübe' engeli çıkıyor. Neden? Patron tecrübeli eleman arıyor da ondan. İyi de bu genç, nasıl mesleki tecrübe edinecek, iş vermezseniz? Skalaya bir çentik daha.
***
Ama elbette fatura yine gençlere kesiliyor kısa yoldan ve 'gençler iş beğenmiyor' deniyor. Hadi canım sen de. Ne diyor araştırmacı ekonomistler, ‘genç işsizlik, cumhuriyet tarihinin rekorunu kırıyor' diyor. Genç işsizler arasında iş bulma süresi de bir yıldan uzun sürüyormuş. Uzun süreli işsiz genç sayısı, bilmem kaç milyona katlanmış. İstihdam kaybı olmayan tek bir sektör yokmuş. Çalışma yaşına gelen vatandaşların beşte biri işsizmiş ve de işin uzmanlarının endişesi, önümüzdeki günlerde genç işsizliğin sistematik olarak artması, vahim. Oysa onların hayalleri, büyük şehirlerde büyük işler yapmaktı fakat olmadı, onlar gelecekleri ile ilgili umutlarını yurt dışında arar oldular.
***
Çığırından çıkan işsizlik, kayganlaşan ekonomi, gelmekte olan yeni vergiler, patlayan kredi kartları, tükenen alım gücü. Ekonomik tablo bu mu? Vatandaş borç kıskacında, borçlar faiz kıskacında. Peki yok mu bu abuk sabuk sisteme bir çözüm? Televizyon ana haber bültenlerinde siyasiler, sürekli olarak memleket meselelerini konuşup, anlatıyor. Ana başlıklar ise bu saydıklarımız. Haberleri izlesen bir türlü, izlemesen başka türlü. Memlekette ne olup bittiğini öğrenmek istiyor, açıyorsun televizyonu geçiyorsun karşısına. Başlıyor haberler, dinledikçe kalp atışların hızlanıyor, nabzın yükseliyor, Allah muhafaza kalp krizi yamacında.
***
Ama görüyoruz ki büyük kentlerin de işi bitmiş ve tersine göç başlamış. Adı 'memlekete dönüş. Memleketinden aş, iş için büyük şehirlere göç edenler enflasyona yenik düşünce eşyalarını denk etmiş, tası tarağı toplayarak kentten baba ocağına doğru yola çıkmış. İşsizliği dibine kadar yaşayıp umutlarını tüketen milyonlar. Onlara umut verecek, yüzlerini bir parça güldürecek, dertlerine çare bulacak, çözüm üretecek sistem var mı, varsa ne? Cevap sizde olsun. Bizden de size iyi haftalar dileği olsun.