Enflasyon kendi rekorunu kırmış yüzde 79 demiş 'aman şükür yüzde 80 değil' mi diyelim. Yüksek vergi dilimleri, neden yeniden yapılandırılmıyor da maaşlar cüzdana girmeden vergilerin gazabına uğruyor diye kendimizi yiyip bitirelim mi? 'Enflasyon rakamları neyi ifade ediyor' diye sorgulayıp, giderek yoksullaştığımızı mı itiraf edelim. Ne yapalım, isyan mı edelim?
***
İsyan, biraz illegal mi oldu ne? Bodoslama değil, adabıyla girelim lafa. Ve fakat cepte ne tat ne tuz bırakan, ÖTV ile KDV can sıkıyor. Tüketici yıllardır temel ihtiyaç ürünlerine adı ÖTV olan Özel Tüketim Vergisi ödüyor. Hatırlarsanız, bu vergi türü 2002'de geçici olarak devreye girmişti ama artık kalıcı oldu, hem de zamlanarak. Bırakalım laf kalabalığını, alışveriş yaptığımızda ister temel ihtiyaç ürünü olsun, ister olmasın önce KDV'si sonra ÖTV'si alınıyor. Yani verginin vergisi çifte kavrulmuş misali. Velhasıl-ı kelam ihtiyaç temel, vergisi özel.
***
Şimdi gelin şu ÖTV neyin nesiymiş yeniden bir bakalım. Aynen şöyle yazıyor 'Özel Tüketim Vergisi, belirli mal veya ürünler üzerinden maktu veya oransal olarak alınan bir harcama vergisidir'. Aman ne güzel! Uygulamadaki amaç ise, gelir elde etmekten ziyade, sosyal fayda sağlamakmış. İşte bu nedenle de ÖTV, lüks ürünlerde, sağlığa ve çevreye zararlı mallarda uygulanırmış bildiğimiz gibi yani. İyi de kardeşim, sabun köpüğünden tutun da tırnak makasına kadar ıvır zıvır tüketim mallarından niye alınıyor. Tıraş köpüğünden, tırnak makasından lüzumlusundan, lüzumsuzundan ondan bundan ÖTV.
***
Hal böyle olunca da insanoğlu soruyor. 'ÖTV'nin neresi özel?' Yıllardır temek ihtiyaç ürünlerine bu vergiyi ödüyor tüketici. Hani geçiciydi, kalıcı oldu mübarek! Tüketici her aldığı ürüne KDV, ÖTV derken verginin vergisini ödüyor. Misal cep telefonu, internet, beyaz eşya, tıraş köpüğü falan filan, liste uzar gider. İyi de bu ürünlerin hangisi lüks tüketim de, vergisi ÖTV? Peki, temel ihtiyaç ürünlerinin kapsamı nedir. Onlar kapsama alanı dışı.
***
Burada söze 'maalesef emekliyiz' diye girelim. Zira özel hastanelerin SGK ile olan sağlık anlaşması bitmiş. Olan yine hastalara oldu, yine sabit gelirliye ve emeklilere oldu. Belli branşlarda sağlık hizmeti artık yokmuş. Özel hastanelerin kapıları SSK'lı hastalara kapatılmış. Paran varsa 'buyur git' olmuş. Mağduriyet büyüyor. Devlet hastanelerinde ise randevu sıkıntısı yaşayan vatandaş, derdini 'hastane var doktor yok' diye dile getiriyormuş. Ne diyelim 'su bitti kara göründü'!